BİR Demet Tiyatro'nun yeniden ekrana dönmesi için kaç yazı yazdım, hatırlamıyorum. Sonunda muradıma erdim. Ama reyting okyanusunun dalgaları, bundan 10 yıl öncesinden çok daha yüksekti. Yılmaz Erdoğan, Demet Akbağ ve arkadaşları ilk çalkantılarla paniğe kapıldılar. Rotalarını değiştirip, sığ sulara sürüklendiler. Dizileri ti'ye aldıkları bölümler de işte bu "paniğin" sonucuydu. Ama sonra yeniden doğru yolu buldular. Zira Bir Demet Tiyatro'yu kurtaracak olan "bir demet" tiyatroydu. Özlerine dönünce, kaybettikleri reytingi de geri aldılar. Şimdilerde eski programıma kavuşmuş olmanın keyfini yaşıyorum. Bence asıl Bir Demet Tiyatro başlayalı daha üç hafta oldu. Son bölümü izlemeye doyamadım. Özellikle Laz Bakkal ve Tombalak'ın anısıyla bezeli duygusal market açılışı bölümü enfesti. Ruhları şâd olsun. Bir de Mükremin ile Türbüşon'un kaçırıldığı bölümlere çok güldüm "Kirliler Çetesi" tiplemeleri bugüne kadar ekibin canlandırdığı en başarılı karakterlerdi. Ben Yılmaz ile Demet'in yerinde olsam, gelecek haftalarda da bu tiplemeleri zaman zaman öyküye dahil ederim. Bir Demet Tiyatro'nun geri dönüşünden rahatsız olanların eleştirisi; "Eskiden amatördüler. Şimdi hepsi para pul sahibi oldu ve yaşadıkları toplumdan koptular. Ciple dolaşan Mükremin mi olurmuş?" merkezindeydi. Yılmaz Erdoğan, bu tür eleştirilere yine en iyi bildiği lisanla, yani tiyatro ile karşılık verdi. Mükremin at yarışından zengin oldu. Şimdi tüm karakterler bu değişimin yarattığı tezattan komedi süzüyorlar. Yılmaz'ın ekrana yazdığı görünmez mesajı şuydu: "Komedinin zengini fukarası olmaz. Komedi, komedidir!.." Haydi herkese iyi tıraşlar...
Yayın tarihi: 14 Nisan 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/14/gny/haber,CD500BED1DF54BB1A84B18B0EDBD9094.html
Tüm hakları saklıdır.