Son zamanlarda pek çok televizyon yarışmasında ünlüleri ter dökerken izliyoruz. Buzda Dans'ın başlattığı furya, Şarkı Söylemek Lâzım ve Bak Kim Dans Ediyor ile devam ediyor. Yakında bu seriye Ünlüler Sirki de dahil olacak ve ardından ünlülerin binicilik yeteneklerinin sınanacağı bir başka yarışma gelecek. Peki daha önce Eurovision elemelerine bile "Ben bu saatten sonra kimseyle yarışmam" diyerek katılmayan ünlülerimiz nasıl oldu da televizyon yarışmalarının gediklisi oldu? Nedenler çok. Bir kere bu isimlere yapımcılar tarafından yarışmaya katılmaları için ciddi paralar ödeniyor. Artı, yarışma sonundaki ödüller de eskisi gibi çok kazanamayan ünlüler için "cazibe" teşkil ediyor. Televizyonda yaptığı şov programları, diziler tutmayan, yavaş yavaş ismi unutulmaya yüz tutan ya da ikinci, üçüncü baharlarını yaşayan ünlüler için ise yarışmalar adeta bir "can simidi" yerine geçiyor. Yarışmalarla gündeme gelince, yapımcılardan teklif almaya, ekstralarının fiyatını katlamaya, kısaca "hatırlanmaya" başlıyorlar. Bir başka grup ise ne sanatıyla, ne yeteneğiyle ne de sansasyonlarıyla bugüne kadar "fiyatını bir türlü arttıramayan" ve televizyon yarışmasını "son şans" olarak görenler. İki hafta üstüste jüriye çemkirmek onları bir anda magazin sayfalarının manşetlerine, haber bültenlerinin ve şov programlarının göbeğine taşıyor. Sonra da gelsin teklifler, ekstralar... Eh bundan ala "promosyon" olur mu? Unutulmamalı ki, "Benim reklama ihtiyacım yok" diyen her ünlü yalan söyler. Zira reklam sadece "satışı arttırmak için değil" aynı zamanda "pazar payını korumak için" de yapılır. Bu "ünlü enflasyonunda" reklamını yapamayan, iki adım geriye düşer. Örnek mi istiyorsunuz? Buyurun Unkapanı Plakçılar Çarşısı'na... Albümü satan "dev" sanatçı görebiliyor musunuz? Haklarını yemeyelim, küçük bir zümre de "Torunlarıma anlatacak bir anım olsun" diyerek, eğlenmek amacıyla yarışmalara katılıyor. Zaten onları da bu kalabalıkta hemen ayırt edebiliyorsunuz. Okan Bayülgen, "Bir çok değerli arkadaş bu yarışmalara katılarak çok şey kaybediyor" demiş. Sen öyle sanmaya devam et, sevgili Okan!.. Onlar hallerinden pek memnun...
Yayın tarihi: 14 Nisan 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/14/gny/aytug.html
Tüm hakları saklıdır.