* Siz Yunanlı bir sanatçı olarak filmin içerdiği siyasi mesajlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
K.K: Ben bir sanatçı olarak barışa ve iyi komşuluğa önem veriyorum. Hiçbir insan savaşta ve çelişkilerle yaşamayı istemez. Biz iki toplum olarak yıllarca komşuluk içinde birlikte yaşamışız. Bizler aynı gökyüzünün altında barış içinde yaşayabiliriz.

* Bize İrini'yi anlatır mısınız?
K.K: İrini Yunanlı ama İstanbul'da yaşamış bir babanın kızı. Kendisi Atina'da doğmuş bir kız, İstanbul'da yaşamamış ama İstanbul'u biliyor ve babasından küçükken Türkçe öğrenmiş. Babasını kaybetmiş, gazeteci oluyor. Paris'e bir iş seyahatine gittiğinde Ali'yle tanışıyor ve birbirlerine aşık oluyorlar. Ali onu İstanbul'a çağırıyor. İrini de kabul ediyor ve ilk kez İstanbul'a geliyor. Ruhunda babasının kaybından ötürü yaşadığı büyük bir travma var. Baba ve sevgili figürü birbirine giriyor zihninde çünkü Ali babasının öldüğü yaşta. Rolümü çok sevdim çünkü buraya gelip, burada İrini'nin yaşadıklarını yaşama şansına sahip oldum ve Türk arkadaşlarımla buluştum.