Lokman Hekim gibi oldum!
Canım annem Hatun Ayşe, mutlu bir sesle arıyor: "Müjde oğlum. Şu dişlerimden çektiğim azaplar bitti. Bu kez İskenderun'da nihayet bir doktor buldum ki... (Bu dokuzuncu doktor) Hem de babanın talebesi. Ağrılarımı şıp diye kestiği gibi dişlerimi de harika yaptı. Bu doktorun adı Mustafa Çubukçu. Seni de çok beğeniyor. Yalnız bir kusuru var oğlum. O bir Fenerbahçeli!'' Anacığım, sıkı bir Beşiktaşlı ya... Bir Fenerli'nin dişlerini iyileştirmesinden memnun, ama mutlu değil! Efendim! Kalp hastaları için şu 'sihirli formülü' yazdık ya... Telefon ve e-mail yağmuruna uğradım. Şunu anlatayım: Modern tıbba inanın. Tek çözüm budur. Gerisini de alternatif tıbba bırakın. (Bu konuda mesaj yollayan Dr. Mehmet Karav diyor ki: "Alternatif tıp yok, 'tamamlayıcı tıp' var. Sizin yazdıklarınızın hepsi doğru. Ama önce modern tıp.")
ÇİĞ KIRMIZI SOĞAN Geçen hafta yazdığım, kalp damarlarındaki tıkanıklığı çözen formül, o kadar çok ilgi gördü ki... Beni ikinci kez yazmak zorunda bırakan bu ilgiden asla rahatsız değilim. Yüzde 98 tıkalı damara sahip olanlar... Bu formülü altı ay deneyin, tıkalı damarlar yüzde 60'a inecektir. Genişletilmiş formül şu: - Günde üç tane acı olmayan kırmızı soğan çiğ yenilecek. - Her gün bir bardak greyfurt suyu içilecek. - 100 gr. karabaş otu, 100 gr. melisa otu (oğul otu), 15 gr. havlican otu, dört litre suda 15-20 dakika kaynatılacak. 24 saat dinlendirildikten sonra sabah akşam birer bardak aç karnına içilecek. Bu formüle 100 gr. çoban çökerten (deve çökerten) otu da katılırsa daha iyi olur. Bu sihirli formülü nereden mi aldım? İskenderun'da aktarlık yapan Bedri Yüceer'den. (Tel: 0326 661 77 93) Geniş bilgi isteyen ya da başka dertleri için tavsiye isteyenler arayabilir. Ben yine de size birkaç tane, 'sihirli formül' aldım. Tavsiye edilir. Şeker hastaları için: Acı ot (cadı, oğul veya paryavşan otu) kaynatılarak aç karnına içilir. Biraz acıdır, dikkat! Tansiyon hastaları için: Ökse otu, çay gibi kaynatılır ve aç karnına içilir. Kolesterol hastaları için: Keten tohumu, kekik suyu çok faydalıdır. (Midesinde ülseri olanlara tavsiye edilmez.) Karım Sevinç'ten de bir öneri geldi. "Haluk Dayım, öğrendiği bir formülü deniyor. Şimdiden çok memnun. Eskiden dört basamak merdiveni zor çıkıyormuş, ama şimdi kuş gibi," demez mi? Kalp rahatsızlığı çekenler için bir formül: Bolca soyulmuş sarımsaklar hafif şekilde eziliyor, üstüne limon sıkılıyor. Güneş görmeyen yerde 28 gün dinlendiriliyor. Sonra da süzülen limon, sabah akşam birer bardak içiliyor. (Mide rahatsızlığı ile tansiyon sorunu olanlar denemesin.) Dedim ya... Lokman Hekim gibi oldum. En önemli tavsiyem ise şu; sigarayı derhal bırakın. Ben sigarayı günde dört beş paket içen biriydim. Pipo da içer, hafta sonları da nargile içerdim. Peki ne oldu? Sağ akciğeri doktorlara kaptırdık.
SİGARAYA 'HAYIR' Sigara içmediğim halde gittiğim her yerde sigara içildiği için 'pasif içici' oldum. Başkalarının sigara keyfinden, bu kez tek akciğerimi kurtarmak için altı aydır hastanede boğuşuyorum. Daha bir altı ay daha boğuşacağım. Kendi kişisel keyifleri için "Sigara keyfime dokunma!" diyenler... (Bunlardan biri de karım Sevinç!) Hasta olunca devlet, sizi iyileştirmek için milyar dolar harcıyor. Yani o tedavinin parası da benim cebimden çıkıyor. Dikkat! Sigarasız hayatı hiç düşünmeyenlere tavsiyem şudur. Bu tavsiyemi Reha Muhtar'a anlattım, o da sigarayı bırakmasının üçüncü gününde kendisi yaşamış gibi öyle şeyler yazdı ki... Tabii canım o bir Reha Muhtar!
|