|
|
'Koç Holding cesur bir iş yaptı'
- Hangi festivallere, nasıl sponsor buluyorsunuz? - 'Bunların ne çok sponsoru var,' gibi bir düşünce var. Oysa sponsorluğun da kategorileri var. Nakit para vereni de var, hizmet vereni de... Bizim bir yıllık bütçemiz toplam 10 milyon avro. Bunun yüzde 70'i sponsorluklardan geliyor. Yüzde 23'ü bilet gelirinden. Geri kalana da ya burada British Council, Avusturya Kültür gibi kurumlar destek oluyor veya proje bazında devlet destek veriyor. Mesela 'Turkey Now'u, Dışişleri Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı destekledi. Ama onlar bize her sene böyle bir para vermiyor. Projeyi destekliyorlar sadece. Yerel yönetimler de sadece mekânları ve reklam için billboardları veriyor. Ama bu işe kaynak ayrılması lazım. Ayrıca bir ülkenin başbakanının, kültür bakanının, ayda iki kez bir sanat etkinliğine gidiyor olması lazım. Festivaller üzerinden konuşacak olursak, film festivali diğerlerine nazaran çok daha büyük bir kitleye hitap ettiği için, onunla ilgili sponsorluk görüşmeleri yaparken ticari bir ilişkiden bahsedebiliyorsun. Ama tiyatro öyle değil. Caz da biraz daha popüler kabul ediliyor. Klasik müziğin de bir oturmuşluğu, bir geleneği var. En zorları ise, bir tiyatro, iki bienal. Yani çağdaş sanata destek verebilmek için bir kuruluşun vizyonunun çok geniş olması lazım.
-
Büyük şirketlerde de az da olsa kültürel bilinç gelişmiyor mu? - Evet. Mesela size yeni bir haber vereyim: Koç Holding bana sorarsanız, çok cesur bir iş yaptı ve 10 yıllığına İstanbul Bienali'nin sponsorluğunu aldı. 10 yıllığına bir taahhüt veriyorsun, üstelik bienal gibi bir dalda. Bundan sonra herhangi bir şey için "Bizim kurumsal kimliğimize uymuyor," diyemezsin artık. Ama bütün dünyada da böyle bu.
- Tiyatro sizi bu kadar zorlarken bir şekilde vazgeçebilir misiniz? - Ölürüz de vazgeçmeyiz. Bizim bazı görevlerimiz var. Tiyatro festivalini eğer biz yapmasak, yapacak başka bir kurum yok. Biz her yıl o işten, minimum 500-600 bin avro kaybediyoruz. Kaybetmeyi göze alarak yapıyoruz bütün bunları.
|