|
|
|
|
|
|
'Asrın Casusu' İstanbul'dan geçmişti
İranlı Askari, CIA köstebeğiydi. Onun gibi yolu buradan geçen İngiliz Kim Philby ise KGB'nin, yani Rusların... 60 yıl önce İstanbul'da görev yapan Philby, Batı istihbaratına verdiği inanılmaz zararlardan sonra 'Asrın Casusu' olarak anılacaktı.
İran'ın Eski Savunma Bakan Yardımcısı Ali Rıza Askari'nin, İstanbul'a geçtikten sonra 'hassas nükleer' sırlarıyla birlikte ortadan kaybolması, uzun yıllardan sonra Amerikan Merkezi Haberalma Örgütü CIA'in gerçekleştirdiği 'en mükemmel' operasyon olarak niteleniyor. Ailesi "kaçırıldı," dese de gelen haberler artık deşifre olan Askari'nin CIA köstebeği olduğu yolunda... Askari ne ilk ne de son olacak... İstanbul her zaman casusların en gözde yeri oldu. Osmanlı'dan bu yana, özellikle İkinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş döneminde "Sokakta yürüyen beş kişiden biri casustu" dendiği günler oldu. Ama biri var ki onun gibisi gelmedi: Harold Adrian Russell (Kim) Philby...
ÖZEL
EĞİTİLMİŞTİ Cambridge Beşlisi olarak anılan ekibin yıldızıydı. Anthony Blunt, Guy Burgess ve Donald MacLean da diğer aslar. Beşinci adamın kimliği ise hâlâ tartışılır. Hepsi de genç yaşlarda 1930'lu yıllarda Sovyet saflarına katılıp komünizm için çalıştılar. Philby, İngiliz Gizli İstihbarat Servisi MI5'ın o zamanki adıyla SIS'de kademe kademe yükseldi. Ve bu görevi Batı istihbaratının Sovyetler'e açtığı savaşın tam kalbindeydi. Philby'yi İngiliz Gizli Servisi'nin başına geçirmek için eğitiyorlardı. Oysa Philby bu sırada KGB'de (Sovyet Haberalma Teşkilatı) görevliydi. Batı istihbaratına müthiş bir zarar verdi. Yıllar sonra Philby'nin gerçek rolü açıklandığında onu tanıyan bir CIA ajanı şöyle diyecekti: "Philby'nin diğer zamanlarda öğrendiklerini bir tarafa bırakıp 1944-1951 arasındaki süreye bakalım. Batı istihbaratının bütün çabaları boşa çıkmıştı. Hiçbir şey yapmasaydık daha iyi olurdu." İngiliz Gizli Servisi'nin içinde 1944'te Dokuzuncu Bölüm kuruldu. Bölüm, komünistlere karşı operasyonlar hazırlayacaktı. Sonraları istihbarat konusunda saldırı operasyonları da düzenleyecek bölümün başına Kim Philby getirildi: KGB sızma ajanı. Bu görevi sayesinde kendisi de dahil bütün Rus köstebeklerini koruyabilecek ve Moskova'ya, İngiltere'nin Sovyetler Birliği aleyhine girişebileceği faaliyetlerini bildirecekti. Komünizm aleyhindeki şebeke yeniden canlandırılacaktı. Tabii bu ajanların hiçbiri tahmin edebileceğiniz gibi asla başarılı olamayacaktı.
BEYLERBEYİ'NDE KALDI 'Asrın Casusu' olarak adlandırılan Philby, 1947 Şubatı'nda Türkiye'ye tayin oldu. İstanbul'daki başkonsoluslukta birinci katip olarak çalışacaktı ama aslında SIS'in buradaki istasyonunu yönetecekti. Anadolu yakasında, Beylerbeyi'nde güzel bir yalı buldu. Manzarası şahaneydi. Ev büyük ve bahçesi deniz kıyısına uzanıyordu. Vapur iskelesinin çok yakınındaki bu yalıya daha sonra eşi ve dört çocuğu da taşınacaktı... Çocuklar için burası iyi bir tatil oldu. Bahçede oynuyor, Boğaz'da yüzüyorlardı. Onlarsa partilere, ziyafetlere katılıyordu. Keyifleri yerindeydi. Philby daha sonra buradan 1949 yılında Washington'a atandı. CIA ve FBI ile ortak çalışacaktı. Burada tahmin edileceği gibi KGB adına müthiş işler yaptı. Deşifre olan dava arkadaşları Burgess ve Mclean'ı uyararak Moskova'ya kaçmalarını sağladı. Kendisi de 1963 yılında Beyrut'ta görevliyken deşifre olması üzerine Moskova'nın yolunu tuttu. Philby, 1988'de kendisiyle Moskova'da görüşen bir İngiliz gazetecinin, vatanına ihanet ettiği için pişman olup olmadığı sorusuna tam bir İngiliz soğukkanlılığı ve küstahlığıyla yanıt vermişti: "Kimseye ihanet etmedim. Her zaman aynı fikirdeydim ve aynı işveren için çalıştım. Ben bir sızma ajandım. Karşı taraf oynadığım role inanacak kadar gülünçse, bu sadece onları ilgilendirir."
Fikret ESER
|
|
|
|
|
|
|
|
|