Türkiye'nin, istihdam oranını 2010 yılında yüzde 70'e çıkarmayı hedefleyen Avrupa Birliği'ne (AB) ulaşması için, 2010 yılına kadar 14.2 milyon kişiye iş yaratması gerekiyor. Çalışabilir yaştaki nüfusun toplam nüfus içindeki oranı 2025 yılına kadar artacak olan Türkiye'de, bağımlı nüfus oranı ise giderek artacak.
Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) Eurostat ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yararlanarak hazırladığı İstihdam Rapor'unda çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Çalışabilir yaştaki nüfus olarak tanımlanan 15-64 yaş arası nüfusun toplam nüfus içindeki payının 2006 yılı itibariyle yüzde 66 olduğuna dikkat çekilen raporda, bu oranın 2010 yılında yüzde 67'ye, 2025 yılında ise yüzde 69'a çıkacağı belirtildi.
TÜRKİYE 2025 YILINA KADAR YAŞLANACAK
Türkiye'nin "demografik fırsat penceresi" olarak nitelendirilen genç nüfusun 2025 yılında yaşlanmaya başlayacağının altı çizilen raporda, bu tarihten sonra, çalışanlara bağımlı nüfus artmaya başlayacağı ve Türkiye'nin de tıpkı AB ülkeleri gibi yaşlı bir nüfusa sahip olacağı vurgulandı. Avrupa'da olduğu gibi Türkiye'de de 15 yaş altı nüfusun azaldığı ve 65 yaş üstü nüfus arttığı ifade edilirken, 15 yaş altı nüfusun azalmasının, 2006 itibariyle 0.52 olan bağımlılık oranının 2025 yılında 0.45'e düşmesine neden olacağına işaret edildi. Raporda, fırsat penceresinin kapanacağı, 2025 yılından itibaren bağımlılık oranının artmaya başlayacağı belirtildi.
TÜRKİYE'DE GENÇ NÜFUS ATIL BIRAKILIYOR
Türkiye'de çalışabilir nüfus artmasına rağmen, istihdama katılım oranın ise her geçen yıl azaldığına dikkat çekilen raporda, 1988 yılında 15-64 yaş arası nüfusta yüzde 54.9 olan istihdam oranının, 2006 yılında yüzde 45.9'a gerilediği kaydedildi.
Raporda, 2000-2006 yılları arasında çalışabilir yaştaki yıllık artışın yüzde 1.8 seviyesinde olduğu vurgulanırken, yaratılan yılık istihdam artış oranının yüzde 0.7'de kaldığı belirtildi.Avrupa ülkelerinin, nüfusun gittikçe yaşlanmasına karşı çözümler aradığı ifade edilen raporda, Türkiye'nin en değerli hazinesi olan genç nüfusun her geçen yıl artan oranda atıl bırakıldığının altı çizildi.
TARIMDAKİ ÇÖZÜLME ARTIYOR
Tarım sektöründeki çözülmenin, istihdama katılım oranlarını düşürdüğü vurgulanan raporda, şu konulara dikkat çekildi; "Çözülmenin temelinde de ücretsiz aile işçileri yatıyor. 1988 yılından 2005 yılı sonuna kadar 2.2 milyon ücretsiz aile işçisi tarım sektöründen ayrıldı. Tarımdaki çözülme özellikle son yıllarda daha da hızlandı. 2002 yılından 2006 yılı sonuna kadar tarım dışı istihdam 2 milyon 346 bin kişi artarken, tarımdaki çözülme 1 milyon 370 bin kişi oldu. Bu yüzden toplamda 976 bin kişilik istihdam artışı yaşandı. Tarımdan ayrılan kesim işgücü piyasası içinde yer bulamıyor. Çünkü bu kesim toplumun eğitim açısından da en zayıf halkasını oluşturuyor. 2006 yılı sonuçlarına göre ücretsiz aile işçilerinin yüzde 16'sı okur-yazar değil. Yarıya yakını da ilkokul mezunu."
TARIMDA İSTİHDAM ORANI ÇOK YÜKSEK
Son yıllardaki çözülmeye rağmen tarım sektöründeki istihdam payının hala çok yüksek olduğu vurgulanan raporda, 9'uncu Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda 2013 yılına kadar tarım sektörünün istihdam içindeki payının yüzde 19'a düşmesinin hedeflendiği hatırlatıldı. Raporda, tarımda istihdam edilenlerin büyük bölümünün ekonomiye katkılarının minimum düzeyde olan ve gizli işsiz olarak tanımlanan ücretsiz aile işçilerinden oluştuğu belirtilirken, 2006 yılı verilerine göre, tarım dışı sektörlerde kendi hesabına çalışan her 100 kişiye 20 ücretsiz aile işçisi düşerken, tarımda bu oranın 102 olduğuna dikkat çekildi. Toplam istihdamın yüzde 15'inin ücretsiz aile işçilerinden oluştuğu ifade edilen raporda, ücretsiz aile işçilerinin büyük çoğunluğunun, hiçbir sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı olmayan, kişisel bir gelir elde etmeden çalışan insanlar oluştuğu belirtildi. Raporda, çalışabilir yaştaki her 100 kadının 24'ünün istihdama katıldığı ifade edildi. 2006 yılında, 15-64 yaş grubundaki erkeklerin istihdama katılım oranının yüzde 68 olduğunun altı çizilirken, Türkiye'nin AB ortalaması olan 71.5'e yaklaştığı kaydedildi. Kadın istihdamında ise Türkiye'nin AB'nin çok gerisinde olduğu vurgulanan raporda, şunlara değinildi; "AB'de çalışabilir yaştaki kadınların istihdama katılım oranı yüzde 57.6 iken, Türkiye'de bu oran sadece yüzde 23.8. Bu durum, toplam istihdamı da aşağıya çekiyor. Ücretsiz aile işçilerinin de dikkate alınmasıyla bu oran daha da düşüyor. 2006 yılı itibariyle istihdamda olan kadınların yüzde 36'sı tarım sektöründe ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor."
AB HEDEFİNE ULAŞMAK İÇİN 14.2 MİLYON KİŞİYE İSTİHDAM YARATILMALI
2006 yılı itibariyle AB 25'de aktif 15-64 yaş arası nüfusun istihdam oranın yüzde 65.2 olduğunun altı çizilirken, AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında Türkiye'nin en düşük istihdam oranına sahip ülke olduğunu kaydedildi. Raporda, AB'nin, toplam istihdam oranını 2010 yılında yüzde 70'e, kadın istihdam oranını ise yüzde 60'a çıkarmayı hedeflediği anımsatılırken, Türkiye'nin 2006 yılı itibariyle çalışabilir yaştaki toplam istihdamının 21 milyon 754 bin, kadın istihdamının da 5 milyon 656 bin kişi olduğu belirtildi. Türkiye'de 2010 yılında çalışabilir yaştaki toplam nüfusun 51.4 milyon, çalışabilir yaştaki kadın nüfusun ise 25.4 milyon olacağını öngörüldüğü vurgulanan raporda, AB hedeflerine ulaşabilmesi için 2010 yılında toplam istihdamın 36 milyon, kadın istihdamının ise 15.2 milyon kişi olması gerektiğine dikkat çekildi. Raporda, Türkiye'nin AB hedeflerini yakalayabilmesi için 2010 yılına kadar 9.6 milyonu kadın olmak üzere 14.2 milyon kişiye istihdam yaratması gerektiği ifade edildi.
TÜRKİYE BIÇAĞIN SIRTINDA HAREKET EDİYOR
Raporu değerlendiren ATO Başkanı Sinan Aygün, bir kez açılan demografik fırsat penceresinden yararlanılması için Türkiye'nin istihdamını hızla artırması ve milyonlarca kişiye iş yaratması gerektiğini söyledi. Toplam istihdam artışının istenilen düzeyde olmadığını belirten Aygün, "Geç kalınan her gün sorunu daha da artırıyor. Önlem almazsak, önümüzdeki yıllarda istihdam sorunu içinden çıkılmaz bir hal alır. O nedenle ya istihdam ya ölüm" dedi.
Türkiye'nin, tarımdan çözülen nüfusa, işgücü piyasasına yeni girenlere ve mevcut işsizlere istihdam yaratmak durumunda olduğunu kaydeden Aygün, "Türkiye istihdamda bir bıçağın sırtında hareket ediyor. İstihdam yaratamazsak, gelişmiş ülkelerin istihdam oranlarına erişmek ve demografik dönüşümü fırsata dönüştürmek bir hayal olacak" diye konuştu.