Robert, sakın utanma!
Adamcağız başına gelecekleri bilse hiç yolunu buralara düşürür müydü? Sen kalk bütün hayatını buz dansına ada, dünya şampiyonu ol vs., sonra gel Türkiye'de alemin maskarası ol. (Ki belirtmeliyim, kendisi asla ve asla benim maskaram değil.) Şu Robert işte yahu... Adama ne tacizci damgası vurulmadığı kaldı, ne ..neliği, ne yuva yıkıcı gündüz fenerliği... Geçen hafta da yazdık ya, çok ayıp çoook! Hele bir önceki pazar akşamı gözyaşları burnunun ucundan akarken, içim parçalandı doğrusu. Git abicim sen, memleketine geri dön. Bu coğrafya sana yaramadı. Helak oldun bak... Yalnız benim anlamadığım, geçen hafta neden bir Allah'ın kulu adama, "Birader hayırdır, ne oldu, nedir bu gözyaşlarının sebebi hikmeti?" diye sormadı... Gerçekten tuhaf değil mi? Alınacak cevaptan mı korkuldu acep?
ARTIK GİT ROBERT... Sizi bilmem ama ben ağlayan ağlayabilen) erkekleri severim. Ama öyle ona buna gözyaşı dökmek değil bahsettiğim. Yüz ifadesinde bir donukluk varken, gözlerinden usul usul yaş döken bir erkek, dağları deldirmez mi insana (kadına)? Hem çook eskiden, özellikle Anadolu'nun neredeyse hemen her karışında bir filozof yaşarken, bu bilge kişiliklerin ortak görüşü, ağlamanın bir katarsis, yani temizlik olduğu şeklindeymiş. Vücuttan bir nevi ifrazat atmak yani... Fransız filozof Descartes, "Ağlayabilen insan, sevme ve merhamet etme becerisine de sahiptir," demiş. Ki benim, "Ağlayabilen erkekleri seviyorum," sözümden kastım da budur. Hoşuma giden sadece, kirli sakal bir adamın, gözlerinden sıvı boşalması değil yani... Ağlamayı zayıflık, çaresizlik göstergesi olarak değil de, duygusallığın dışavurumu olarak gördüğümden. Romalı şair Ovidius ise bundan teeeee 2000 yıl önce, "Ağlamak, öfkeyi siler," buyurmuş. İnsan yaşamı boyunca ortalama 95 litre, yani yaklaşık 10 kova gözyaşı dökermiş. Bende çok daha fazla zayiat vardır ya neyse, hadi 10 kova diyelim, bunun altısını, öfkelendiğim zamanlarda harcıyorum. Bu yüzden de tüm kavga ve tartışmalarıma 1-0 yenik başlıyorum. Zırıl zırıl ağlayarak konuşan ve bu yüzden sesi kısıldıkça kısılan bir kadını, haklı bile olsa, kim ciddiye alır ki?... Dönelim Robert'a... (Sana Bobby diyebilir miyim?) Bobby, bizim bir kadın ozanımız vardır. Adı Sezen Aksu'dur. O bize der ki: "Ağlamak güzeldir, Süzülürken yaşlar gözünden, Sakın utanma. Ağlamak, şu gelip geçici dünyada Her şeye rağmen var olmak demek..." Sen de bizim hayatımıza bir şekilde dahil oldun, ama artık git... Kıyamıyorum çünkü sana... Fazla içlisin, bu topraklara!
|