Neye yarar üzülmek...
Yaşamayı sevmediğimden ya da istemediğimden değil ama ölmekten hiçbir zaman korkmadım ben... Tamam, Allah ne verdiyse, inşallah uzun uzun ve sağlıklı yaşayayım ben de isterim ama, eninde sonunda başıma gelecek bir şey için de, o yaşam süresinin kalitesini ölüm korkusuyla bozmanın bir manası yok diye düşünürüm. Uzun yaşamaktan kastım da Tevrat'taki yaşam yılları değil tabii... Çünkü Tevrat'a göre Adem 930 yıl, Şit 912 yıl, Enoş 905 yıl, Kenan 910 yıl, Mahalel 895 yıl, Yared 962 yıl, Hermes ve Hanok 365 yıl yaşamış. !!! Aman diyeyim...
*** Dediğim gibi ölmekten korkmam ve bu yüzden de örneğin, 'panik atak' rahatsızlığıyla cebelleşen arkadaşlarıma "Yaaa ne korkuyorsunuz, hepimizin gideceği yer sonuçta aynı..." şeklinde, onlara hiç de yardımcı olmayan laflar ederim. Panik atak hastaları en küçük bir iç sıkıntısında kalp krizi geçirip öleceklerini düşünürler çünkü, biliyorsunuz. Pek çok ünlü de bu dertten musdariptir. Hemen aklıma geliverenler; Zerrin Özer, Cemil İpekçi, Burhan Altıntop (!), İzel, Sezen Aksu vs. Şimdi benim, bu arkadaşlarıma ve ünlülere, onları daha rahatlatacağını umut ettiğim, durup durduk yerde ölümden korkmamaları gerektiğini anlatan daha inandırıcı gelecek bir öyküm var. Öyküm var dediysem, Orhan Hançerlioğlu'nun Düşünce Tarihi isimli kitabından bir alıntı: "Epikuros, Atina'da bir bahçe satın alıp okulunu kurduğu yıl, 35 yaşındaydı. Daha önce Sisam Adası'nda ve Lapseki'de öğretmenlik denemelerine girişmişti. Epikuros'un bahçesi, Platon'un bahçesine benzemiyordu. Kapıları ardına kadar açılmıştı halka. Sınıf, ırk, tür, bilgi, yaş ayrılığı gözetmeksizin her isteyen buyurabilirdi. Bahçeye gelenlerin hepsi birbirleriyle kardeş sayılıyorlardı. Epikuros, tatlı tatlı konuşan pek sevimli bir öğretmendi. İnsanların gerçekten pek özledikleri yaşama sanatını öğretiyordu. Bahçeye kapılananlar, gerçek dostluğun olağanüstü sevinciyle mutluydular. Epikuros onlara: 'Ölümden neden korkuyorsunuz?' diyordu, Siz varken ölüm yoktur, ölüm varken de siz olmayacaksınız. Hiçbir zaman onunla karşılaşmayacaksınız ki... Ne etseniz birleşemeyeceğiniz bir şeyden korkmak budalalık değildir de nedir? ... Gelmesi değil de, beklemesi ürkütücü olduğu için ölümden korkan kimse ahmağın biridir.
*** Öhö! Epikuros tabii olaya biraz fevri yaklaşmış. O kadar da değil... Ahmak-mahmak yakışmaz... Ama adam özünde haklıymış yani... Değil mi? Madem ille de başımıza gelecek, o zaman, neye yarar üzülmek?!
|