|
|
En iyi aşk yazarları erkektir bana göre
Asmalı Konak'ın sürmeli 'Dicle'si İpek Tuzcuoğlu, 10 yılı aşkın süredir yazdığı şiirleri 14 Şubat şerefine bir kitapta topladı, adını da 'Aşkıma' koydu. Kitaba Ara Güler'den Serdar Bilgili'ye, Okan Bayülgen'den İbrahim Zaman'a 22 ünlü 'erkeğin' aşkı anlatan fotoğraflarını da ekledi. Gerekçesi mi? Erkekler aşkı daha iyi anlatıyormuş! "Ben şair değilim sadece yazdıklarımı paylaşmak istedim" diyen Tuzcuoğlu, kitabının önsözüne ise şunları yazmış: Bu kitap herhangi bir kişiye yazılmamıştır. İçindeki şiirler ve sözler her insan gibi aşkın ve sevginin duraklarında mola vermiş, zaman zaman duygu denizlerine dalmış, aşk damlalarıyla yıkanmış, aşka aşık insanlara ithaf edilmiştir.
* Bu kitap, aşık bir kadının enerjisi ve heyecanıyla mı çıktı? Aslında değil! Bu kitap herhangi bir kişiye yazılmadı. Sevenler sevdikleri için bu kitabı alsınlar ve sevenlerin kitabı olsun; benim söylemim bu. Çünkü hepimizin zaman zaman etkilendiği bir yığın olay, bir yığın ilişki oluyor...
* Ama siz de bu yazdıklarınıza dahilsiniz değil mi? Tabii canım benim duygularım ön planda ama kendi hayatımdan yola çıkmıyorum. Bütün hayatlardan yola çıkarak bir kolaj oluşturuyorum. Belki duygularımı iyi ifade edebilen bir kadınım, onun yansıması olabilir. Asla 'ben yazarım, ben şairim' diye bir söylemim yok, o yüzden 'bu sözleri ve şiirleri değerlendirmeliyim' dediğim noktada sosyal sorumluluk projesi olarak bakmaya karar verdim. Biliyorsun Türkiye'de herkes her şeyi yapıyor, biz de bunları bir güzel eleştiriyoruz, yargılıyoruz. Ama şuna inanıyorum; eğer elinde paylaşmak istediğin bir şey varsa paylaşmalısın. Ben de düşündüm; aşk, kalp demek! O yüzden Türk Kalp Vakfı aklıma geldi. Kitabın geliri oraya gidecek. Diğer taraftan kitabı nasıl zenginleştiririz diye düşününce Türkiye'deki en iyi fotoğraf sanatçılarına 'Aşk sizin için ne ifade ediyor?' diye sorup onu fotoğraflamalarını istedim ve bir liste yaptım.
* İsimleri neye göre belirlediniz? Hem Ara Güler, İbrahim Zaman, Çerkez Karadağ gibi fotoğraf ustaları; hem de Okan Bayülgen, Ercan Saatçi, Alinur Velidedeoğlu, Serdar Bilgili gibi popüler kimlikler olsun istedim.
AŞIK SAYISI KADAR SATAR! * Reddeden oldu mu? Olmadı ama Nihat Odabaşı, 'İpekcim aşk yok ki ne yapayım' diyerek çekmedi. Tamer Yılmaz da vakit bulamadı. Beni tanımayan insanlar bile resimlerini verdiler, çok inandılar. O anlamda çok mutluyum.
* Yeni çekilmedi fotoğraflar tabii... Hayır, arşivlerinden. Rauf Denktaş, ta Kıbrıs'lardan 10 fotoğraf yolladı. Mithat Bereket Kosovalı bir çocuk fotoğrafı verdi, 'O çocuğun gözlerindedir aşk, biraz masumiyet vardır, merak da vardır, hafif de tedirginlik vardır' dedi. Çocuğun kazağı sökülmüştü, 'Bak burada böyle bir detay var; aslında aşkın içinde kazağı sökülmüş bir durum da vardır' dedi, çok güzel ifade etti. Ercan Saatçi çok şeker Fenerbahçe fotoğrafları yolladı; o kadar güzel ki, fanatizmin içinde aşk! İbrahim Zaman bir semazen fotoğrafı yolladı, tasavvuf da bir aşktır baktığınız zaman...
* Fotoğrafçıların hepsi neden erkek; aşkı daha mı iyi anlatıyorlar? Kadın cümlelerini erkekler resmetsin istedim yani kadın cümleleriyle erkeklerin bakış açısı... Ama şuna da inanıyorum, biz kadınlar aşkı konuşmayı seviyoruz, daha rahat konuşuyoruz. Bizim çok gözümüzün önünde ama erkekler öyle değil, daha saklayarak yaşıyor onlar. O yüzden şairler, en iyi aşk yazarları erkek bana göre! O kadar iyi gözlemliyorlar ki, anlatamadıkları şeyleri yazıyorlar belki. Baktığımız zaman en çok satan Türkiye'de, Ahmet Altan.
* En çok satan yazar olması sizin ruhunuza da en çok hitap eden yazar olduğunu gösterir mi? Aşkı, kadını ve erkeği güzel ifade ettiğini düşünüyorum.
* Güzel ifade ettiği şey ne? Sade anlatımını seviyorum; entelektüel cümleler kurma ihtiyacında değil. Bilinçaltında hepimizin bildiği ama deşifre edemediği durumları çıkarmasını seviyorum, bulduğu kelimelere hayranım. Mesela Kılıç Yarası! Tek iyileşmeyen yaraymış kılıç yarası; bu çok güzel bir isim bence. Bunun yanında Attila İlhan, Nazım Hikmet, Orhan Veli, Özdemir Asaf da çok önemli benim için. Şiir seven bir kadınım ben.
* Şiir yazmak nereden aklınıza geldi? Hüzünlü gecelerimde ya da umudumu yitirdiğim gecelerde, hayatı ve kendimi sorguladığım, belki de aşkı aradığım gecelerde karaladığım satırlar oldu hep... Bunları da topladım ve 'paylaşabilirim' dedim.
* İnsanlar neden şiirlerinizi okusun? Onu okudukları zaman anlayacaklar. 'Bu kitap ne kadar satar sence?' diye sorabilirsin; 'Türkiye'de ne kadar aşık varsa o kadar satar' derim ben de. Aşkı arayanlar, belki bulamayanlar, belki platonik aşıklar için bir hediye kitabı olsun istedim.
* Türk Kalp Vakfı'yla hareket etmeniz ve 22 fotoğrafçıdan destek almanız özgüveniniz, daha güçlü durabilmeniz için mi? Değil aslında. Bir defa özgüvenle ilgili bir sorun yok. Ancak şöyle bir sorun var; ben bu sektörde daha hassas ve daha korunaklı yaşayan bir kadınım. Beni çok hırpalamasınlar istiyorum, bu bir gerçek. Çünkü insanlar çok acımasız; haddini bilen, bilmeyen birçok insanın hedef tahtası haline gelecektim. 'İpek Tuzcuoğlu da şair mi oldu' diyecekler. Demesinler! Ben yazar ya da şair değilim, bir şey yaptım ve bunu paylaşmak istedim. Mutlaka beğenenler kadar beğenmeyenler de olacaktır. Ama ben iyi bir şey yaptığıma inanıyorum.
* Yeteneğinizi sorguladığınız oldu mu? Ben kötü oyuncu muyum acaba? Hiçbir zaman bunu düşünmedim, sorgulamadım. Çünkü onu sorguladığınız noktada zaten bu işi yapamazsınız. Ama şunu sorguladım; daha iyi nasıl olabilirim, bu rolü daha inandırıcı yapmalıyım. Benim bütün yarışım, bütün sorgum kendi içimde, kendimle. Çünkü çalışkan bir insanım ve çok disiplinliyim, çok kendine göre kurallarım var. Dicle'den sonra 5 tane iş yaptıysam, hepsinin karakterleri, yürüyüşleri, bakışları bile değişti, saç modeli, kıyafeti bile değişti. Ben hiçbir zaman ekranın önünde, 'en güzel kadın olarak görünmeliyim' diye hiçbir rol yaratmadım. Belki burada kaybediyorumdur. Ben, o rolü nasıl yaşatabilirim diye baktım. Çünkü insanlar dizilerde genelde güzel görünme çabası içindeler, oyunculuk hak getire, en güzel hangi açım çıkar, işler böyle gidiyor.
ŞİRİN SEVER
|