Türkiye'nin en büyük tüp ailesi: Şimdi çok pişmanız
İlk beşizlerimiz 2000 yılında dünyaya geldiğinde herşey çok güzeldi. Ancak zaman geçtikçe Alkan ailesi için dramlar başladı. Beşizlerden Tufan'ın altı aylıkken kör olduğu anlaşıldı, Emine üç yaşındayken öldü. Aile şimdi hastanenin verdiği evde yaşamaya çalışıyor.
2000 yılında ve eylül ayının altıncı gününde sabaha karşı Türkiye'nin ilk tüp beşizleri dünyaya geldi. Reha, Muharrem, Necmiye, Tufan ve Emine'yi Türkiye çok sevdi, isimleri Türk tıp tarihine yazıldı. Ablaları Sema Nur da onlardan iki yıl önce yine tüp bebek yöntemiyle doğduğu için, Alkan Ailesi aynı zamanda Türkiye'nin en geniş tüp bebek ailesi olmuştu. Alkanlar'ın hikayesi buraya kadar çok güzeldi. Ancak senaryo geçen altı yıl içinde çok değişti. Ağrı Doğubeyazıtlı bu aile için altı çocukla yaşamak hiç de kolay olmadı. Anne Semra Alkan ve baba  Mehmet Alkan hala çocukları için gözyaşı döküyor; "Biz yalnızca iki çocuk istemiştik. Beşizler bizim için hayattın en ağır sürprizi oldu" diyorlar. Alkan Ailesi, geçen yedi yıl içinde büyük kayıplar yaşamış. Her biri 1 kilo 360 gram doğan beşizlerden biri erken doğum nedeniyle kör. Tufan dünyayı hiç görememiş; üstelik kör olarak dünyaya geldiği altı aylıkken ortaya çıkmış. Beşizlerden Emine ise salıncaktan düşünce beyin kanaması geçirmiş ve üç yaşındayken ölmüş. Şimdi doğum yaptıkları hastanenin, çocukların sağlığı için onlara verdiği Fatih'teki bir evde yaşıyorlar. Evin içinden çocuk  sesleri eksik olmuyor. Bu evde, beş çocuğun koşturmacası ile yaşayan Alkanlar; gerçek hayatlarını anlattılar:
* Bugünkü aklınız olsaydı tüp bebek yapar mıydınız?
MEHMET ALKAN: Ben Ağrı Doğubeyazıt'ta muhtarlık yapıyordum. Eşim Semra ile tam 13 yıl çocuk sahibi olabilmek için bekledik. Sonra baktık Ağrı'da olacak gibi değil; bütün birikimimizi topladık ve İstanbul'a geldik. Sema Nur tüp bebek yöntemiyle dünyaya geldiğinde çok mutlu olduk. Sonra, bir çocuğumuz daha, hatta o da erkek olsun istedik. Sema Nur sütten kesilir kesilmez Semra, yeniden tüp bebek yöntemiyle hamile kaldı. Biz  iki çocuğumuz olsun isterken, ne olduğunu anlamadık ve dokuz ay sonra altı çocuğumuz oldu! Bu, bizim karşılayacağımız yükün çok üzerindeydi. Sonuçta altı yılda çok büyük zorluklar çektik.
* Siz baba olarak pişman mısınız?
MEHMET ALKAN: İnsan anne baba olmaktan hiç pişman olmuyor. Ama ne yalan söyleyeyim biz çok pişmanız. İki çocuğumuz olsaydı, onlar çok daha iyi şartlarda yetişeceklerdi. Ona çok üzülüyorum.
* Beşiz risk değil mi; doktor size bu bebeklerden bazılarını alalım demedi mi?
SEMRA ALKAN: Aslında dedi. Ama dört aylık hamileydim; çocuklarımı öldürecekmişim gibi geldi.  İstemedim... Bunun üzerine doktorlar da yardım ettiler ve hamilelikte herşey iyi görünüyordu. Ama beş bebek yedi aylık doğdu. 'Onlara nasıl bakarım' diye aylarca gözyaşı döktüm ve şimdi de gözyaşlarım kesilmedi. Erken doğum nedeniyle bebeklerim kuvözde kaldı, çok küçük ve sağlıksızdılar. Tufan'ım kör oldu. Tufan için hala içim yanıyor.
YASAKLANMASI DOĞRU
* Şimdi devlet dört embriyodan fazla yerleştirmeyi yasakladı, yani artık beşiz doğurmak yasak; sizce bu yasak normal mi?
SEMRA ALKAN: İyi bir karar. Biz bilemedik; o aşamada bir annenin 'çocuklardan bazılarını alın' demesi inanın çok  zor, baştan böyle bir yasak konulması iyi. Çocukların hepsi sağlıklı olsun ama en iyisi tek bebek aslında.
* İmkanlarınız çocuklarınızı geçindirmeye yetiyor mu?
MEHMET ALKAN: Yetmiyor; bir şey alınacaksa, bizim evde beş tane birden almak gerekiyor. Bir ayakkabı değil, beş ayakkabı... Şimdi doğdukları Medikal Park Hastanesi, bize hastanenin hemen yanında bir ev tahsis etti, orada yaşıyoruz. Doğu Beyazıt'a dönemedik. Bizim evde yemek bile neredeyse kazanla pişiyor. Yaşam bizim için çok ağır. Ama çocuklarımız azla yetinmeyi öğrendiler. En küçük şey bile onları mutlu eder.
ESRA TÜZÜN
|
