|
|
'Beni Ertuğrul Özkök yaratmadı'
- Kıyamate kadar Araf'ta kalacak ruhlardan mısınız? - Araf bir yanıyla acayip keyifli, bir yanıyla da acayip riskli bir yerdir. Keyifli çünkü kafanıza göre takılıp yaramazlıklar yapabilme şansınız olur. Riskli çünkü bir cemaate sırtını yaslayıp geçinip giden adamların, rahatını kaçırmış olursunuz. Hiçbir konuda anlaşamayan cemaatler, sizin 'yaramaz bir adam' olduğunuz konusunda anlaşıverir. Risktir bu ama katlanmaya değer bir risk.
- Bu bir Ertuğrul Özkök kurgusu mu? - Ertuğrul Özkök çok sevdiğim ve görüşlerine büyük önem verdiğim bir yönetici. Onun önerilerine her zaman açığım. Ancak o, bırakın bir kurguyu, öneride bile bulunma gereği duymuyor bana. Hürriyet'ten
önce SABAH gazetesinin yazarıydım. Yani beni Özkök yaratmadı ki...
- Böyle açık hedef olma hali, nasıl bir tercihten geçiyor? - Hakiki olmakla, sahte olmak arasında bir tercih yapmak zorundaydım ve kendimi dostlarımın arasında nasıl konuşuyorsam, yazıya da aynı şekilde yansıtmak istedim. Bunun komplikasyonlarına katlanabileceğim hissine de kapıldım üstelik.
- Yozgatlı bir müftünün oğlusunuz. Babanız yobazlara mı, din bilginlerine mi yakın? - Babam ben çocukken daha katıydı. Ama onun görüşlerinde de yumuşama oldu.
- Bir hacı olarak her gün Teşvikiye kafelerinde modern bir hayat sürmenin 'eşsizliği' sizin de dikkatinizi çekiyor mu? - Hacı olmak, kutsal topraklara gitmek, bir insanın daha dindar, daha sorumlu olduğunun göstergesi değildir. İstersen bin hac yap, Allah katında diğer insanlarla eşitsin. Bu açıdan bir sorun görmüyorum. 'Teşvikiye kafelerinde' modern hayat sürmem, eğer bu açıdan eşsiz ise yapacağım bir şey yok. Sadece İstanbul'un bütün hacılarını Teşvikiye kafelerine davet edebilirim, o kadar...
|