|
|
'Bavuldaki yazıları yayınlayacağım'
- Türçeyi iyi kullanamadığınız, dil bilginizin zayıf olduğu, hatta Nobel konuşmanız "Babamın Bavulu"nda da birçok hata yaptığınız eleştirileri için neler söyleyeceksiniz? (Bu soruya Orhan Pamuk, Demirel'i taklit ederek cevap veriyor) Eski Cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel'i çok sevmem ama bir sözü vardır "Söylenen her sözle meşgul değilim"...
- Valıklı bir ailenin çocuğu olmasaydınız bugünkü yerinizde olabilir miydiniz? Eğer ailemin parası olmasaydı, 70'lerin başında yazar olmak için karar verirken bu kadar cesur davranamazdım. Dedemden kalan paraların çoğunu kaybetmiş olsak da ekonomik olarak bir çizginin altına düşmeyeceğimi biliyordum. Babamın cep harçlığıyla yaşıyordum. Bir şeyler kazanıyordum ama bu benim evimi geçindirmeye yetmiyordu. Bazı temel güvencelerim olmasaydı ben bu yazarlık yolunu çizemezdim. Yayıncılar karşısında da bu kadar güçlü olamaz, onların kurallarına teslim olurdum. Böyle çok büyük yazarlarımız ne yazık ki yeteneklerini, "odunum kömürüm yok şu kitabın 100 sayfasını şişireyim ya da olduğu kadarıyla bitireyim" deyip köreltti. Ben hiçbir zaman böyle olmadım.
-
"Babamın Bavulu" dediniz herkes babanızdan söz eder oldu. Sizin kadar ünlü artık Gündüz Pamuk. Döndükten sonra kabrini ziyaret edip, ödül sevincini onunla paylaştınız mı? Etmedim. Babamı ben ziyaretlerle değil, düşündüklerim, yazdıklarımla Nobel konuşmamla andım, anıyorum.
- Peki ya anneniz... Kırgın mısınız, bu süreçte O'nu kırdığınızı düşünüyor musunuz? Annemle aramızda hiçbir kırgınlık, hiçbir sorun yok. Ben kolay bir evlat değilimdir. Rahatsızlığı nedeniyle gelemedi törene. Tabii ki gurur duyuyordur benimle.
- Ya babalık duygusu... Yazarlığın önüne geçtiği oluyor mu? Ben kızımla arkadaşlık etmeye bayılıyorum. Amerika'ya gitmenin en büyük üzüntüsü kızımla birlikte olamamaktı. Ben ona alışmışımdır, benim gibidir, kankamdır benimdir.
- Yaşar Kemal'in Nobel sonrası söylediklerinden etkilendiniz mi? Yaşar Kemal benim büyüğümdür, ondan çok şey öğrendim. Nobel'i çok hak eden bir yazardır. Ben ödül aldıktan sonra da Yaşar Kemal, yüce gönüllülükle çok güzel sözler söyledi. Ben 23 yaşında yazar olmaya karar verdiğimde Türkiye'de iki önemli yazar vardı. Biri siyasal kimliğiyle kendisine saygı duyduğum köşe yazarı Çetin Altan, diğeri de "bir gün Nobel alacak Türk yazar" diye baktığım Yaşar Kemal idi. Aradan 32 yıl geçti. Ertesi gün gazetelerde Yaşar Kemal'in bana karşı çok babaca, çok şefkatli sevgi dolu sözlerini görünce inanın ödül kadar beni sevindirdi.
- Babanızın bavulanda sizi en çok etkileyen yazı neydi? Onların hepsini bir gün yayınlayacağım. O zaman tek tek anlatacağım içindekileri. Bavuldaki defterleri açtığımda babam mı, yoksa bir romandaki anlatıcı mı konuşuyor bir türlü anlayamıyordum? Okuduklarımın babamın hayatının parçası mı, yoksa bir hikayenin anlatının bir parçası mı olduğunu anlıyamıyor ve hikayeden rahatsız olarak kapatıyordum? Hala da öyle. Geldikten sonra açtım bavulu ve yine aynı şekilde kapadım.
|