|
|
'Karda yürü izini belli etme. Bize söylenen bu'
-Aldatma olgusu herkese göre farklılık gösterir, sizinki nasıl? - Bu olayı herkes yaşıyor. İlle de çok fazla fetva vermeye gerek yok. 'Doğru' kime göre doğru, kimin doğrusu? Bir gecelik ilişkiyi affeden de vardır, affetmeyen de. Kimse çıkıp da "Benim başıma gelmez," demesin. Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand öldüğünde cenazesinde metresi, ondan olan kızı ve karısı törene katıldı...
- Peki bu olayı karınız her tartışmada 'ısıtıp ısıtıp' masaya getiriyor mu? - Hayır. Bizim için bu konu kapandı. Bu karı-koca arasındaki bir şeydir. Diyorlar ki "Siz halka mal olmuş bir kişisiniz." Hayır efendim, halka mal olanlar siyasilerdir. Oyuncular, aktörler örnek olmak zorunda değildir. Hiç böyle bir misyonum yok.
-
Gerçekten iki tip erkek mi var? Aldatan erkek ve henüz aldatmamış erkek... - Bunu başkalarına sormak gerek. Ama bir özdeyiş vardır: "Karda yürü, izini belli etme," Sizin kocalarınıza, bize bunlar söylenmiştir. Şimdi kimse ahlakçı başı kesilmesin. Bir araştırırsak neler çıkar, ben kimlerin nelerini biliyorum.
- Bu dizi ne anlatacak insanlara? - Bunun ders vermek gibi bir misyonu yok. Üst düzey bir yönetici Antalya'ya gidiyor ve arkadaşları haberi olmadan, odasına bir Rus kadın gönderiyor. Çok alkollü, hatırlamıyor bile. Bazı şeyler vardır ki çok masumdur. Ama gidişattan o frenin boşaldığını hissedersiniz. Domino taşları gibi hayatı parçalanmaya başlıyor zaten. Bu bir adamın ailesini, kendini tekrar kazanabilmek için verdiği bir savaş aslında. Çok enteresan şeyler oluyor. Beni en çok etkileyen o oldu zaten. Yoksa 'bir gecelik kaçamak' diye düşünmek çok basite indirgemektir. Ben de o kadar yavan bir adam değilim. Bundan rant elde edecek kadar aptal da değilim. Benim böyle bir şeye ihtiyacım yok. Bugün gösterilen dizilerin birçoğu ilk önce bana geldi, bu benim seçimim.
|