Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, yüzde 70 olasılıkla enflasyonun 2007 yılı sonunda yüzde 3,6 ile 6,6 arasında orta noktası 5,1, 2008 yılı sonunda ise yüzde 1,6 ile 5,2 arasında; orta noktası 3,4 gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini söyledi.
Merkez Bankası Meclis Salonu'nda düzenlediği basın toplantısı ile 2007 yılı ilk Enflasyon Raporu'nu açıklayan Yılmaz, para politikasının ekonomi üzerindeki etkilerinin ortaya çıkması için belirli bir süre gerektiğini, bu nedenle Merkez Bankası politikalarını oluştururken bugünkü enflasyonun değil gelecekteki enflasyonun hedefle tutarlılığına odaklandığını söyledi.
Yılmaz,
2006 yılında yayımlanan Enflasyon Raporları'nda bir buçuk yıllık bir zaman dilimi için sunulan enflasyon tahminlerini 2007 yılından itibaren iki yıllık olarak yayınlayacaklarını belirterek, bu şekilde ekonomik birimlerin önlerini daha iyi görebilmelerine katkıda bulunacak, bu sonuçların Beklenti Anketi sonuçları ile kıyaslanabilir bir tahmin ufku oluşturulabilineceğini kaydetti.
2007 ENFLASYON TAHMİNİ 5,1
Bu çerçevede Merkez Bankası'nın 2007 ve 2008 sonu enflasyon tahmin aralığını açıklayan Yılmaz, "Politika faizlerinin 2007 yılının ilk üç çeyreğinde sabit tutulduğu ve sonrasında kademeli bir indirime gidildiği varsayımı altında, yüzde 70 olasılıkla enflasyonun 2007 yılı sonunda yüzde 3,6 ile 6,6 arasında orta noktası 5,1, 2008 yılı sonunda ise yüzde 1,6 ile 5,2 arasında; orta noktası 3,4 gerçekleşeceği tahmin edilmektedir" şeklinde konuştu.
SIKI PARA POLİTİKASINA DEVAM
Yılmaz, enflasyondaki düşüş eğiliminin 2007 yılının ikinci ve üçüncü çeyreğinde belirginleşeceğini ve enflasyonun orta vadeli hedef olan yüzde 4'e yakınsaması için para politikasının mevcut sıkı duruşunun bir müddet daha sürdürüleceğini vurguladı. Yılmaz, "Burada önemle vurgulamak istediğim nokta, politika faizlerine ilişkin bu perspektifin mevcut bilgi seti ve varsayımlar altında orta vadeli hedeflerle tutarlı olarak türetilmiş olduğu ve Merkez Bankası tarafından verilmiş bir taahhüt olmadığıdır. Dolayısıyla, bu tahminlere baz oluşturan ekonomik koşullar ile varsayımlar değiştiğinde bu patikanın da doğal olarak değişebileceği unutulmamalıdır" diyerek, şöyle devam etti: "Sonuç olarak, son dönemdeki makroekonomik gelişmeler Ekim ayı Enflasyon Raporu'nda sunulan çerçeve ile uyumlu bir görünüm arz ettiği için, orta vadeli tahminlerde ve para politikası perspektifinde belirgin bir değişiklik yapılmamıştır"
ENFLASYONA OLAN ORTA VADELİ DİRNEÇ BEKLENENDEN GÜÇLÜ
Enflasyondaki tahminlerin sapmalarına yol açabilecek risk unsurları üzerinde de duran Yılmaz, orta vadeli enflasyon görünümüne ilişkin temel riskin, enflasyonun aşağı inme konusunda beklenenden daha güçlü bir direnç gösterme olası olduğunu söyledi. Bu direncin, enflasyon beklentilerinde ve hizmet enflasyonunda kendini gösterdiğini ifade eden Yılmaz, "Önümüzdeki dönemde, parasal sıkılaştırma neticesinde yurt içi talepte öngörülen yavaşlamaya bağlı olarak, hizmet grubunun yıllık fiyat artışının da yavaşlayacağı öngörülmektedir. Ancak, hizmet sektöründe göreli verimliliğinin düşük olduğu, fiyatlama davranışının geçmiş enflasyona endeksleme eğilimi gösterdiği ve ücretlere duyarlı olduğu düşünüldüğünde hizmet enflasyonunun önümüzdeki dönemde de orta vadeli hedeflere ulaşmada risk unsuru olmaya devam edeceği düşünülmektedir" diye konuştu.
Yılmaz, enflasyonun hedefe yakınsamasını geciktirme potansiyeli taşıyan bir diğer risk unsurunun da küresel piyasalarda ortaya çıkabilecek ani dalgalanmalar olduğunu söyledi. Küresel büyümede beklenenden hızlı bir yavaşlama olma olasılığı veya küresel dengesizliklere bağlı olarak ortaya çıkabilecek bir düzeltme hareketi, gelişmekte olan ülke ekonomilerini olumsuz etkileyebilecek senaryolar arasında yerini koruduğuna işaret eden Yılmaz, mali piyasalarda gözlenmesi muhtemel dalgalanmaların enflasyon görünümünde kalıcı olumsuz etkiler oluşturması halinde Merkez Bankası'nın politika faizlerini gözden geçirmekten kaçınmayacağı mesajını verdi.
Orta ve uzun dönemde mali disiplinin kalitesini artıracak olan yapısal reformlar konusundaki gelişmelerle makroekonomik istikrar ve fiyat istikrarının yakından izlenmeye devam ettiklerini belirten Yılmaz, Avrupa Birliği'ne uyum ve yakınsama sürecinin devam etmesi ile ekonomik programa ilişkin yapısal reformların planlandığı gibi kesintiye uğramaksızın hayata geçirilmesi kritik önemini koruduğu vurguladı.
2007 MALİYE POLİTİKASI ENFLASYON DÜŞÜŞÜNE KATKISI SINIRLI OLACAK
Yılmaz, 2006 yılının, merkezi yönetim bütçe hedeflerinin tutturulması açısından başarılı bir yıl olduğunu söyledi. 2007 yılı merkezi yönetim bütçe hedeflerinin incelendiğinde, gelir artış projeksiyonunun enflasyon hedefi ve büyüme tahmini ile uyumlu bir oranda yapıldığı ancak harcamalardaki artışın bu oranın üzerinde olduğuna dikkat çeken Yılmaz, "Bu çerçevede, 2007 yılında maliye politikasının enflasyon düşüşüne yaptığı katkının önceki yıllara kıyasla daha sınırlı düzeyde kalacağı düşünülmektedir" diye konuştu.