TÜSİAD'ın eski başkanı Sabancı'dan Bahçeli'ye: "Parti başkanı sözlerinin nereye gideceğini düşünmeli. Vakur sözler bekliyoruz." MHP liderinden hemen yanıt geldi: "Dürüst olun."
Siyasetçi sözünü bilmeli
Ömer Sabancı: Bir siyaset adamı sözlerinin nereye gideceğini bilmeli. Daha vakur ve akılcı sözler bekliyoruz.
TÜSİAD'ın Güncellenmiş Demokratikleşme Raporu'ndaki Kürtçe'nin seçmeli ders olması ve azınlığa dayalı siyaset yapma yasağı kalkması önerisi üzerine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "PKK'nın hedeflerini benimsiyorlarsa parti kursunlar" eleştirisine sert yanıt geldi. TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı görevi bırakacağı seçimli genel kurulda başkan olarak son konuşmasında "Bir siyaset adamı sözlerinin nereye gideceğini, hangi dinamikleri etkileyeceğini düşünerek konuşmalıdır. Siyasetçilerimizden daha vakur, akılcı ve demokrasiyi yücelten söylemler bekliyoruz" diye konuştu. Bahçeli'nin eleştirdiği raporu Hrant Dink'in öldürülmesinden birkaç saat önce açıkladıklarını hatırlatan Sabancı, o gün yaptığı konuşmada demokratikleşme sürecinin düz bir çizgi izlemeyeceğini bildiklerini, ülkenin daha şeffaf, daha katılımcı bir demokrasiye doğru gelişmesinin statükoyu değiştirmeyi ve iktidarını paylaşmak istemeyen kesimler nezdinde bir direnç yaratacağını ifade ettiklerini dile getirdi. Sabancı, "Sarsıcı olayın yaşanmasından birkaç saat önce yapılan
bu konuşmada sözü edilen direnç odaklarının, bir süredir hareket halinde olduğunu hepimiz biliyoruz. Dileğimiz odur ki bu hareketlenme yeni bir evreye girmiş olmasın" diye konuştu. Tam bu sırada Sabancı'nın "Yeri gelmişken bir parti başkanının dün yaptığı açıklamaya değinmek istiyorum" sözüyle Bahçeli'ye yanıtına başlaması dikkat çekti. Bu arada Sabancı Türk Ceza Kanunu'nun tartışmalı 301'inci madde için "Bu madde ve yerleşik uygulamalarının yaratttığı utançtan kurtulmamız gerekiyor" dedi. Hrant Dink cinayetinin siyasal cinayetler dönemini herkesin zihninde yeniden canlandırdığını ifade eden Sabancı, "Yapılan saldırının Türkiye'nin dünyadaki pozisyonunu değiştirmeye yönelik sonuçlar doğurmaya çok elverişli olduğu açıktır. Bu saldırı esas olarak demokrasi ve fikir özgürlüğü alanlarında gerçekleşen kazanımları geri çevirmeyi, Türkiye'nin Batı dünyasından koparılarak içine kapanmasını sağlamayı isteyenlerin, uzun süredir aradıkları dış koşulları yaratabilir" dedi.