|
|
Sigarayla A vitamini kullanmayın!
Op. Doç. Dr. Wayne L. Hofstetter; Teksas Üniversitesi MD Anderson Kanser Merkezi Göğüs ve Kalp Damar Cerrahisi Bölümü'nde cerrah ve Ösofageal Program Yöneticiliği yapıyor. Ösofagus (yemek borusu kanseri), selim ve habis kanserler konusunda uzman olan Dr. Hofstetter; kanserler konusundaki son yenilikleri anlattı:
*Ösofagus ve akciğer kanseri riski nasıl artıyor? Sigara ve alkol tek başına ve özellikle birlikte kullanıldığında, ağız ve ösofagus kanseri riskini artırıyor. Şişmanlık, mide kanserleri riskini artırıyor. Akciğer kanseri; Amerika'da en önde gelen kansere bağlı ölüm nedenidir. Akciğer kanserlerinin yüzde 85'ten fazlası sigara içme sonucunda olur. Birçok çalışma; günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve yiyen kişilerde akciğer kanseri riskinin, bu şekilde beslenmeyenlere oranla daha düşük olduğunu göstermiştir. Yüksek doz beta-karoten veya A vitamini kullanımı da sigara içenlerde akciğer kanseri riskini artırmış, azaltmamıştır! Fiziksel olarak aktif bir yaşam tarzı benimsemek, alkollü içeceklerden uzak durmak; bu iki kanser türüne karşı etkili bir savaş yöntemi uygulandığı anlamına gelir.
* Hastalığın ilk belirtileri nelerdir? Ösofagus kanserinin en sık rastlanan belirtisi, yutkunmakta zorluk çekmektir. Biz doktorların en çok dikkat ettiği nokta; hastalık ilk evrelerindeyken tedaviye başlamaktır. Sindirim problemleri, reflü, göğüste bir sıkışma hissi, mide yanması ve uzun süreli göğüs sıkışması gibi belirtiler; kanserin ilk belirtileridir. Ama yutkunmada zorluk ve kilo kaybı görülmesi; kanserin ileri safhalarda olduğunu gösterir. Akciğer kanserinin belirtileri arasında ise; aşırı ağrı, öksürük ve vücudun herhangi bir bölgesinde kanama görülür. Eğer hasta uzun senelerden beri sigara içiyorsa zaten risk altındadır. Hastalar, göğüs röntgeni gibi rutin testlerden geçirilir.
* Kanserli bir hastanın durumunu daha da kötüleştiren etkenler var mı? Kanserli hastanın durumunu kötüleştiren en önemli etken; problemleri önemsememektir. Oysa kanseri ne kadar erken bulup, gelişmesini engellersek o kadar iyi olur. Kanser tanısı konduktan sonra en önemli bölüm; hastalığın belirtilerinin reddedilmesi! Kanseri kötüye götüren; hastalığı kabullenmemektir.
* Sizin keşfettiğiniz özel bir tedavi yöntemi var mı? Her doktor tedavisinde farklı teknikler kullanır. Birçok doktor, normal boyutların birebir aynı büyüklükteki bölgeyi keserler. Ben tekniğimde; hastanın vücudunda çok ufak bir bölgeyi kesip, buradan ameliyata devam ederim. Böylece ameliyatın izi kayboluyor. İz kalmadığı için kimse ameliyat olduğunuzu ya da akciğerinizin alındığını anlamıyor; yaz geldiğinde rahatlıkla bikini giyebiliyorsunuz. Video yardımlı göğüs cerrahisi yöntemiyle aynı işlemi çok daha kısa bir sürede gerçekleştiriyorum. Hastalar, hastanede bir gece gibi çok kısa bir süre kalıyorlar. Çok daha az ağrıları oluyor. Klasikleşmiş yöntemde; kaslar kesilip ikiye bölünüyor, ameliyat sonrasında o kasların tekrar bir araya gelmesi uzun zaman alıyor ve ileride kasların zayıflamasına yol açabiliyor.
*Türkiye akciğer kanserinde riskli ülkeler arasında mı? Akciğer ve yemek borusu kanserine yakalanan hastalar, 50-70 yaş aralığında olanlar. Ama bu demek değil ki, genç insanlar bu kanser türlerine yakalanmayacak. Bu oranlar en çok sigara içilen ülkelerle doğru orantılıdır. Akciğer kanserinin en çok görüldüğü ülkeler arasında; Türkiye, Amerika ve Çin var.
|