|
|
Güzel albümler yılı
Ne güzel albümler çıktı. Elbette benim yaşımdaki bir müziksever için bunlar, yıl sonunda genelde genç 'rocker'lar tarafından yazılan müzik köşelerindeki 'en iyiler' listeleriyle ilişkisi olmayan şeyler. Ne yapalım, bu kulaklar yarım yüzyılı aşkın zamandır müzik dinledi, dinliyor ve artık her yeniliğe kapılarını kolay kolay açamıyor. Ama tuhaftır, rocker'lar cephesinde de klasik pop gözdeydi. Rod Stewart'ın dört albüme ulaşan standart şarkılar yorumları, bir de klasik rock parçaları yorumuyla bütünlendi. Ve hiç de fena olmadı. Sayısız şarkıcı geçen yıl klasik parçaları yorumlamayı denedi: Natalie Cole'dan Etta James'e, Caryl Simon'dan Sting'e... 80 yaşındaki Tony Bennett, Duets'te sesinin ve yorumunun hâlâ süper olduğunu gösterdi. Onu Rags to Riches'te Elton John, I Wanna Be Around'da Bono ve özellikle Boulevard of Broken Dreams'te Sting'le düet yaparken dinlemek, harika bir şeydi. İstanbul, yine sayısız ünlüye yüreğini açtı. Ama ben nedense en çok Diana Krall konseriyle Chris Botti'nin Boğaz fonu önündeki trompetini unutamıyorum. Bob Dylan'ın yeni albümüyle dönüşü muhteşemdi. Yusuf İslam-Cat Stevens'ın Footsteps in the Light'ı enteresan, Loreena McKennitt'ın An Ancient Muse çalışması ise Doğu ezgilerine ve İstanbul adına karşın sanki doyurucu değildi. Fransa cephesinde, Michel Sardou, Johnny Hallyday, Sylvie Vartan, Charles Aznavour, Georges Moustaki, Françoise Hardy, Michel Delpech gibi ikonlar yeni albümlerle dönüş yaptı. Türkiye cephesinde ise nostalji hakimdi. Emel Sayın'dan Seçil Heper'e, Müzeyyen Senar'dan Nesrin Sipahi'ye sayısız alaturka şarkı ve şarkıcı yeniden gündemimize girdi. Sezen Aksu, Nükhet Duru, Ajda Pekkan zaten gündemden hiç çıkmadıklarını ve de çıkmayacaklarını hatırlattı. Nilüfer, Edip Akbayram, Ferdi Özbeğen güzel toplamlarla karşımıza geldi. Velhasıl, her ülkedeki gibi, yeniler vardı ve iyi şeyler yaptılar. Ama eskiler de dimdik hayattaydı ve yeni yüzyılla her yerde görüldüğü üzere, eskiye rağbet tam gaz gidiyordu.
|