|
|
İstediği gibi yaşadı
Yıllar önce onu tanıdığımda ben hayatımın baharında yeni evli genç bir kadın, o iki evlilik, sayısız birlikteliklerden bunalmış, ikinci baharını yaşayan olgun bir adamdı. Kariyerini, mesleğini bir kenara bırakmış; stresi, şehir gürültüsünü, ayak oyunlarını elinin tersiyle itmiş, ilişkilerden usanmış yalnızlığı tercih etmişti. Gümüşlük'te, evlerin bitiminde, koyun tam ortasında nefis manzaraya sahip bahçe içinde bir evde yaşıyordu.
NASIL ÖZENMİŞTİK Kocamla ben zaten aşık olmuştuk Gümüşlük'e. Nasıl da özenmiştik hayatına! Babamız yaşındaydı; oğlu Yaman arkadaşımızdı zaten ama hepimize taş çıkarırdı enerjisiyle. Sabah erkenden kalkıyor, yüzüyor, küçük teknesine atlayıp geziyor, birbirinden nefis yemekler yapıyor, misafirlerini ağırlıyor, hayatın tadını çıkarıyordu. Fırında beyaz peynirli makarnası favorimdi, bir de kaksüt; kaktüsün meyvesini soyup, blendırda sütle karıştırıyor, kaksüt olarak sunuyordu misafirlerine. Şimdilerin modası, 'kendisiyle baş başa kalmayı' tercih etmişti anlayacağınız Meftun Olgaç, bu duyguların hissedildiği yaşlarda. Magazin gazetecilerinin duayenlerinden sevgili Meftun Bey.
NUR İÇİNDE YATSIN Ama sonra aşık oldu kendinden yaşça çok küçük genç bir kadına. Herkes genç bir kadın uğruna işini gücünü bırakırken, o genç bir kadın uğruna Gümüşlük'ten ayrılıp İstanbul'a geldi. Yeniden çalışmaya başladı, genç meslektaşlarına taş çıkartırcasına. Gencecik karısı ve yeni doğan çocuğu için bir elinde kamera, bir elinde fotoğraf makinesi gece gündüz çalıştı. Çektiği fotoğraflarla farkını fark ettirdi. Defilelere, açılışlara gitmediğimden yıllardır görmüyordum kendisini. Derken haberini okudum, kalp krizine yenik düşmüş, hayata veda etmişti. Nur içinde yatsın. Kalbinin sesini dinledi. İstediği gibi yaşadı. Riskleri göze alarak, bedelini ödeyerek...
|