Kenan Doğulu'yu da 301'le yargılayalım mı?
Hafta sonu haberleri izlediğimden beri, bu bana çok iyi bir fikir gibi gelmeye başladı. "Eurovision'a Türkçe şarkı ile gitmeyi istemek geri kafalılıktır" deyip, kendisini yakından, hatta birinci dereceden ilgilendiren bir konuda fikrini beyan etti. Ve iş çığrından çıktı. Evet, belki Doğulu kelimelerini biraz daha dikkatli seçebilirdi ama seçmedi ve demokratik bir ülkede yaşayan özgür bir birey olarak ifade özgürlüğünü kullandı. Türkçe'yi aşağılamak gibi bir kastı olmadığı, gün gibi açıkken ve katılacağı yarışmada getireceği sonucun dil kriterine de bağlı olduğunu düşündüğü için böyle bir laf etti. Ama işin sonrasını izlemek çok düşündürücüydü. Cumartesi akşamı televizyonda bazı milletvekilleri; Doğulu'nun Türkçe'yi aşağıladığını, toplumu derinden yaraladığını filan söylüyorlardı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde. Hani Yılmaz Özdil'in bahsettiği ve yüzlerce milletvekilinin, aralarında çok ciddi suçlamalara muhatap olan milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırmak konusunda isteksiz olan Millet Meclisi'nde... Ama aynı milletvekilleri popülist, halkın milli duygularını kıpraştırıcı, tahrik edici bir konu bulduklarında laflarını dillerinden, gözlerini de budaktan esirgemiyorlar.
ÇOK ABARTIYORUZ Bence Kenan Doğulu'yu da 301'e verelim. Mutlaka bir yerlerde Türklüğü aşağılayıcı bir şeyler yapmıştır. Bir Türk erkeğinin "Çakkıdı, çakkıdı oynaşalım kız, aman da hadi kalk kaynaşalım kız" şeklinde bir türkü çığırması, erkeğimizin Avrupa birliğindeki karizmasını sarsıp, manevi kişiliğine zarar vermiş olabilir. Hatta azmettirici olarak da şarkının sözlerini yazan Sezen Aksu'yu da mahkemeye çıkartalım. 301'den nasibini alan Perihan Mağden'e, Elif Şafak'a çok ayıp olur yoksa. Hem bu mahkemeleri kişisel kariyer gelişimi açısından çok ciddiye alan ve bu duruşmaların çıkışlarını flama ve bayraklarla birer bayram yerine çeviren Sn. Avukat Kemal Kerinçsiz'e de yeni eylem mecraları açılmış olur. Kerinçsiz ve arkadaşları Kenan Doğulu konserlerinde Çakkıdı başladığı anda özel bir koreografi ile sahneye atlayıp, meseleyi gönül telimizi titreten (şehitler ölmez vatan bölünmez vs.) konulara bağlayabilirler. Hatta Eurovision Yarışması'nın yapıldığı salonda oylama sırasında Doğulu'nun yanına oturup Almanya bize 12 puan verdiğinde, kameralar Doğulu ve ekibine döndüğü anda önceden salona gelip koltuğun altına sakladıkları pankartlarla seslerini tüm Avrupa'ya duyurabilirler! Fantezi bir yana yine coştuk duramıyoruz. Altı üstü Eurovision Şarkı Yarışması. Ne katılıp kazanana, ne de sıfır çekene hiçbir etkisi olmayan sadece yılda bir gün aklımıza TRT'yi getiren müsamere kıvamında bir organizasyon. Biz bunu memleket meselesi haline getiriyoruz. Bu arada Sezen Aksu'nun, Kenan Doğulu'ya cansiperane bir şekilde yardım etmeye çalışma çabasını da anlamış değilim. Sezen Aksu Avrupa müzik marketi konusunda özel bir bilgi ve birikim sahibi de, bizim haberimiz mi yok? Başımızda gezdirdiğimiz Sezen'imiz, konserlerinde dünya starı dediği Sertab ile düet yapmaktan öte, Edirne sınırlarını geçen bir başarıya imza atmış mı ki? Son zamanlarda hiç ummadığım kalitede şarkıcılara gözünü kırpmadan şarkı satan Sezen, Kenan Doğulu'ya yardıma soyunmadan önce kendi soundu konusunda bir adım atsa. Üzülmesin, zaten Sezen'i Sezen yapan canlı performansların arkasındaki isim Ozan Doğulu elinden geleni yapacaktır. Ha tabii bir de Sezen'in ekibindeki Kıvanç K. var. Dünya ölçeğinde bir şey yapılacaksa bu iki adam hakkıyla yaparlar!
|