İki kadın, iki sırt
Bir ülke klasiğidir: Ünlüler aylık dergilerden birine, sevgilileriyle cıbıl cıbıl pozlar verirler. Kendilerini eleştiren olursa da, "Bunlar sanatsal fotolar, siz ne anlarsınız?" deyip, eylemlerinin sonuna kadar arkasında dururlar. Bu geleneğin öncüleri Mehmet Ali Erbil ve Nefise Karatay'dı sanırım. Sonra o sevgili gider, yerine yenisi gelir. Ama pozlar hiç değişmez: "Kerem ile Aslı'yız, yataktayız, o kadar da doğalız ki bakın nasıl da cıscıbılız," fotoğrafları gözümüze gözümüze dürtülür. Bu hafta olduğu gibi. Pınar da, sevgilisi Yağmur'u, bacak arasına sıkıştırıp pozları patlatmış.
Aman kıskanmasın Ki Tony'siyle de objektif karşısına geçişi hala gözümüzün önündedir. Ama şimdi ona verdin, buna vermedin olmaz tabii. Hem her sevgiliyle bu pozları vereceksin ki, gözü olanın gözü çıksın, düşmanların çatlasın. Bu arada Yağmur'a sormuşlar: "Neresi, neresi?" Her yeri ama ille de 'sırtı' demiş. Sırt önemli tabii... Araba kullanırken bile kambur durmayı becerebilen biri olarak, sırtı duvar gibi dümdüz kadınlara ben de hep gıptayla bakarım doğrusu. Zaten gazeteler ertesi gün "İşte o sırt" diye işin otunu çıkardıklarında baktım ki sırt hakikaten güzel sırt.. Peki bu arada Yağmur, "Neresi, neresi?" sorusuna "dötüsü dötüsü" deseydi, biz ertesi günü gazetelerde "İşte o döt!" diye... Amaaan, tövbe tövbeeee! Neyse.. Şimdi toparlanalım bakalım. Silin yüzünüzdeki o ifadeyi.. Bir başka kadının sırtından söz edeceğim çünkü size... Şahe Fidan'ın sırtından... Şahe'nin sırtı güzel miydi, değil miydi bilmiyorum. Güzelse bile, bunun farkına vardığını ya da kocasından bu konuda bir iltifat aldığını da sanmıyorum.
O acıları sırtladı Ama Şahe'nin de 'sırtı', Pınar'la aynı gün gazetelere geçti, bunu biliyorum. Çünkü 21 yaşındaki o genç kadın, bebeğini bir çarşafla 'sırtına' bağladı ve kendini evinin tavanına astı! Berdelle evlendirilmişti ve çok mutsuzdu. Baba evine döndüğünde, tahmin etmek zor değil, "Yerin kocan yanıdır," denilip geri gönderildi. Artık o, baba evine ait değildi. Ama Şahe kendini o adamın koynuna da ait görmedi. Kim bilir nedeni neydi? Bunu kimse bilemeyecek. Çünkü Şahe, bebeğini sırtladığı gibi bu dünyadan çekti gitti. Peki intihar eden bir annenin, ölüme giderken bebeğini sırtına bağlamasını garip mi buluyorsunuz? Bulmayınız. Ya anne öldükten sonra ve de sebep olan adam eve gelene kadar, o bebeciğin başına, evin içinde bir kaza gelseydi? Şahe bunu düşündü. Oysa hayatı boyunca ne Şahe'yi ne de sırtını kimse düşünmemişti. Yalnızca, alacak-verecek davasında adı geçen bir berdel kurbanı idi. O da dayanamadı... Gitti.
|