|
|
Eski bir korucunun cinayetle biten hazin öyküsü
Fatma Çalışkan, akıl hastası kocası tarafından uykusunda, kulağına kaynar su dökülerek öldürüldü. Dokuz çocuk annesi Çalışkan, daha önce de defalarca kocasının öldürme girişimlerine maruz kalmıştı
Eski korucu, karısını haşlayarak öldürdü
Fatma Çalışkan, akıl hastası kocası tarafından uykusunda, kulağına kaynar su dökülerek öldürüldü. Dokuz çocuk annesi Çalışkan, daha önce de defalarca kocasının öldürme girişimlerine maruz kalmıştı.
Güngören Merkez Mahallesi'ndeki Nadide Apartmanı'nın beşinci katında takvimler 13 Kasım'ı, saatler sabaha karşı 04.30'u gösterirken bir kadın çığlığı yükseldi. 38 yaşındaki Fatma Çalışkan, uykusundan kocasının kulağını hedef alarak bütün vücuduna döktüğü kaynar suyla acılar içinde uyandı. Akıl hastası kocası, sadece karısını öldürmemiş, aynı yatakta uyuyan dört yaşındaki küçük kızı Kübra'nın da kolunun yanmasına sebep olmuştu. Büyük oğlu tarafından hastaneye kaldırılan Fatma Çalışkan, ölüme bir hafta direnebildi. Muzaffer Çalışkan da daha önce defalarca yatırıldığı Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne kendi ayaklarıyla giderek, "Beni tedavi edin, karımı öldürdüm," dedi.
Güneydoğu sendromu mu? Çalışkan ailesinin dramı, bundan sekiz yıl önce geldikleri Batman'ın Kozluk İlçesi'nde başlıyor. Yenidoğan Ase Köyü'nde yaşayan Muzaffer Çalışkan, PKK'nın bölgede güçlenmesiyle korucu olmayı tercih eder, birçok çatışmada yer alır, hatta bir keresinde ağır şekilde yaralanır. Eniştesinin de aralarında olduğu birçok arkadaşını çatışmalarda kaybeden Muzaffer Çalışkan'daki psikolojik bozuklukların bu dönemde başladığı anlatılıyor. Daha sonra köyünü terk eden Çalışkan, ailesini de yanına alarak İstanbul'a yerleşir. Bir dönem konfeksiyonlarda çalışarak ailesini geçindirmeye gayret eder, ancak psikolojik sorunları çalışmasına engel olur. Şu an cezaevinde olan 18 yaşındaki büyük oğlunun uyuşturucu bağımlılığı da bugünlere rastlıyor. En son iki yıl önce yattığı Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nden taburcu edildiği günlerde oğlundan altı ay boyunca haber alamaz ve İstanbul'un bütün hastanelerinin morglarında oğlunu arar, onlarca cesette onu teşhis etmeye çalışır. Bu olay, 'atipik psikotik bozukluğu'nun, 'majör depresyon' düzeyine çıkmasına da vesile olur. Bu arada Çalışkan ailesinin evinde her gün ölüm tehditleri, dayaklar artar. Çocuklar, babalarının kendilerine şiddet göstermediğini ileri sürse de anne Fatma Çalışkan balkondan atılarak, boğularak çeşitli biçimlerde öldürülmeye çalışılır. Talihsiz kadın, o inanılmaz güne kadar kendisini korumayı başarır. Hayata gözlerini yummadan önce ifade verdiği polislere o geceyi şöyle anlatır: "20 yıldır evliyim, dokuz çocuğum var, eşim akıl hastası. Zaman zaman girip çıkmak suretiyle tedavi görüyor. En son 13 Kasım'da saat 04.30 sularında eşim bana saldırarak boğazımı sıkmaya başladı. Kaçmaya çalıştım. Ama ben yattıktan sonra eşim bir güğüm kaynar suyu başımdan aşağı döktü ve kaçtı. Kocamdan şikâyetçiyim."
Bu ilk değil Muzaffer Çalışkan'ın Zeytinburnu'nda oturan amcaoğlu Mehmet Şirin Çalışkan kuzeninin üç kez Bakırköy'de yattığını, ancak tedavisi tamamlanmadan taburcu edildiğini söylüyor. Mehmet Şirin Çalışkan, Muzaffer Çalışkan'ın daha önce eşine yönelik böyle bir girişimde bulunmadığını söylese de komşularının anlatımları bunu yalanlıyor. Adını vermek istemeyen komşular, Fatma Çalışkan'ın daha önce de eşi tarafından öldürülmek istendiğini anlatıyor. Muzaffer Çalışkan'ın dört senedir psikolojik sorunlar yaşadığını, çok uzun süredir çalışmadığını anlatan Mehmet Şirin Çalışkan, evin geçimini maktul Fatma Çalışkan'ın evlere temizliğe giderek temin ettiğini söylüyor. Amcaoğlunun korucu olduğunu gizleme ihtiyacı hisseden Çalışkan, ailenin ekonomik sebeplerle göç ettiğini iddia ediyor. Ancak daha sonra öğrendiklerimiz, bu bilgiyi çok da doğrulamıyor. Mehmet Şirin Çalışkan, yaşananın kasti bir cinayet değil, bir akıl hastasının hezeyanı olduğu görüşünde: "Olaydan sonra kendisi hastaneye gidip, 'Karımı öldürdüm, beni tedavi edin,' diyor."
Çocuklar ne olacak? Çalışkan ailesinin biri cezaevinde olan dokuz çocuğu ise hâlâ olayın şokunu atlatabilmiş değil. "Çocuklar ne olacak?" sorumuzu Mehmet Şirin Çalışkan yanıtlıyor: "Tabii elimizden geleni yapacağız, ama biliyorsunuz herkes ancak kendi ailesinin sorumluluğunu taşıyabilir." Çalışkan, çocukların Batman'a dönme ihtimalinin olmadığını, ailenin evinin kiralık olduğunu ve uzun süredir kiralarını ödeyemediklerini de söylüyor. Evdeki bir başka akraba ise Muzaffer Çalışkan'ın eşini çok sevdiğini anlatarak, "Hanımına düşkündü, hanımı da ona. Belki bir başka kadın ona katlanamazdı, ama Fatma birçok şeyi sineye çekti," diyor.
Yardım çağrısı 20 yıllık evli Çalışkan çiftinin dokuz çocuğundan dördü öğrenci. En küçükleri Kübra da babasının annesini öldürmek amacıyla döktüğü kaynar sudan nasibini aldı. Abla ve ağabeyleriyle kaymakamlığın gıda ve giyecek yardımını almaya gelen çocuklara 2 milyar 400 milyonluk nakit yardımı yapıldı. Bu aileye maddi, manevi yardımda bulunmak isteyenler Güngören Kaymakamlığı'na başvurabilir.
MÜJGÂN HALİS
|