Bu küçücük ellerdeki kan
Macbeth'i tiyatroda görmeden de önce Roman Polanski'nin ünlü filmiyle tanımış olabilirim. Ve Lady Macbeth'in vicdan azabını canlandıran o ünlü sözlerini de hiç unutmadım: "Bu küçücük ellerdeki kanı, artık Arabistan'ın tüm kokuları bile silemez!" Salı gecesi AKM salonunda Giuseppe Verdi'nin ünlü Shakespeare trajedisinden uyarladığı Macbeth operasını izlerken, tüm bunları andım. Verdi'nin en az oynanan operalarından birini keşfetmek hoştu. Gerçi diğerleri gibi hemen akılda kalan aryaları, eşsiz melodileri yoktu. Ama baştan sona akıcı bir müzik ve sağlam bir dramaturji... Bunlara ek olarak da sahnede yeni mucizeler yaratan Yekta Kara'nın şahane mizanseni: Birden gelip sahneyi bölen duvarlar, bir ışık halesi gibi büyüyen kapılar, en dekoratif biçimde kullanılan insan bedenleri. Michael Scott'un dekorları, Şanda Zıpçı'nın kostümleri. Ve başta Perihan Nayır, Gökhan Koç ve Suat Arıkan, dünya çapında sesler. Daha ne beklersiniz ki?
|