Dizine kadar çektiği çizmelerle Türkiye, Bulgaristan ve Rusya'da art arda tam 13 fabrika kuran Paşabahçe Grup Başkanı Gülsüm Azeri, 14'üncü fabrikayı yine Rusya'da kurmak için harekete geçti.
Sıkı bir eğitim alan kimya mühendisi kökenli Gülsüm Azeri, yıllardır çalıştığı Şişe Cam'da defalarca yeni teknoloji geliştiren ve ardından da pek çok farklı alanda fabrika kuran ekibin liderliğini yapıyor.
* İnsana sanki erkek işiymiş gibi geliyor ama siz bunu tersine çevirmişsiniz. İş hayatınızda pek çok fabrika kurmuşsunuz değil mi? Bugüne kadar 13 fabrika kurdum. 14'üncü fabrikayı da şu an ekibimle birlikte Rusya'da yapıyorum. Ben iş hayatında kadın olduğumdan dolayı hiçbir negatif bir şey yaşamadım. Yaşadıklarım hep pozitifti. Evet çok fabrika kurdum. Teknolojisini kendimizin geliştirdiği pek çok fabrikadan söz ediyorum. Düşünün soda burnumuzun dibinde. Bulgaristan dev bir soda fabrikasını özelleştiriyordu. Biz de yeni yatırım yapacaktık o günlerde. Çünkü sodaya ihtiyacımız vardı. Fakat dev şirketler bu özelleştirmenin peşindeydi. Belçikalı, Güney Koreli ve ABD'li şirketler vardı. Biz onlarla mukayese edildiğimizde çok küçük kalıyorduk. Ama camda sodanın önemli bir müşterisiyiz. Atladım, gittim Belçika'ya ve talip olan bu şirketle görüştüm. Onlara camda büyüyeceğimizi ve ortak girmezsek, yakında rakip olarak karşılarına çıkacağımızı çünkü bu yatırımı aksi takdirde Türkiye'de yapacağımızı söyledim. Kabul ettiler. Özelleştirmeden bu fabrikayı böylece Belçikalı ortağımızla birlikte satın aldık. Sonra da fabrikanın tamamı Şişe Cam'a geçti.
*
İlk iş deneyiminiz Şişecam'da mı oldu? Üniversiteden ayrılınca Çukurova Holding'e girmiştim. O dönemlerde Çukurova Holding o güne kadar ithal edilen kimya sektörünün çok kritik bir hammaddesini üretmeye karar verdi. Teknolojiyi almak üzere harekete geçildi. Bende planlamadayım. Batı dünyasında 4-5 üreticisi var ve gizli tutulan bu teknolojiyi batı dünyası 'vermeyiz' diyor. Onun üzerine Rusya'ya dönüldü. İşte ben 80'lerin Sibirya'sında kendimi bu teknolojiyi Türkiye'ye aktarmak için çalışır halde buldum.
TEKNOLOJİ GELİŞTİRDİK
* Fabrika kurma serüveniniz de böylece başladı galiba... Öyle diyebiliriz. Omsan'ın teknolojisini ilk etapta Ruslar'dan aldık. Gerçi yeterli değildi, sonra geliştirdik. Çevreyle dost teknolojiye dönüştürdük. Sonra bu şirketi Şişe Cam satın aldı. Ben de şirketle birlikte Şişe Cam bünyesine geçtim. O zamanlar projenin teknik müdürüydüm. O zamanlar dizime kadar çizmelerle çamurun içinde fabrika kurma işinde çalıştım.
* Siz teknik müdürlükten, pazarlamaya geçiş yapmışsınız. Zor olmadı mı bu ilk başta? Biz Omsan'ı kurmuştuk ama pazarlama müdürümüz yoktu. Üretimin ilk günü. Ürünün pazarlamasında sorun var. O zaman ki genel müdür bana dedi ki, 'Sen şimdi İstanbul'da oturuyorsun. Mersin'e fabrikaya gelmek istemezsin. Sen pazarlama müdürü ol o zaman' dedi. Düşündüm neden olmasın dedim. Sanayinin şartlarını doğru dürüst anlayabilirsem, iyi de pazarlayabilirdim. Ürünün kalitesinde sorun olmayacağını teknik müdür olarak zaten biliyordum. Özetle yıllarca satıp pazarlama yaptım ben.
* Şişe Cam'da nerelerde çalıştınız? Çok dolaştım. Konsan'da başladım. Sonra Şişe Cam'ın kimya grubunun tüm ürünlerini satan ve pazarlalayan şirketin genel müdürü oldum. Sonra kimya grubu oluştu. Grup başkanlığı gündeme geldi ve kimya grup başkanı oldum.
* Şişe Cam'ın Bulgaristan ile tanışması hangi yıl? 1997 yılıydı. Yıllar sonra Bulgaristan'da büyük bir fabrika daha kurduk. Soda işi küçük bir işti, ortaklığımızın miktarı azdı.
* Şişe Cam'ın Rusya yatırımları da sizden soruluyor galiba... Ben Şişe Cam'da cam ev eşyası grubunun başkanıyım. Kağıt ambalaj işimiz de var. Paşabahçe'nin tüm kutularını yaptığımız gibi bir miktar da ihracatımız var. Biz kutu üreticisiyiz. Eskişehir'de büyük bir fabrikamız var. Oluklu mukavva üretiyoruz.