Hayaller ve gerçekler
Atmosferi, coşkusu, gerilimi yüksek bir maç izledik. Fenerbahçe kolay kazanabileceği bir maçı Zico'nun oyunu iyi okuyamaması, takımın yorgunluk derecesini anlayamaması nedeniyle zora soktu. Fenerbahçe hafta içi Avrupa Kupaları'nda zorlu bir maç oynamış ve fizik gücünü en üst sınıra kadar zorlamıştı. Başarılı kadronun aynı şekilde Galatarasay karşısına çıkması doğruydu ama ikinci yarıdaki fizik yorgunluğu ve orta sahanın düşüşünü, kulübenin zamanında görüp önlemini alması gerekirdi. Özetle F.Bahçe bu maçı teknik yönetimiyle değil ama oyuncu kalitesi ve rakibinin kendi kadrosundaki oyunca azlığı sayesinde kazandı. Galatasaray ikinci yarıya bakıp kendini fazla başarılı görmemeli çünkü maç Liverpool maçının tekrarı gibi oldu. Fenerbahçe 2-0 öne geçince maçı garantiye almak istedi ve buna fizik yorgunluğu da eklenince Galatasaray'ın hakimiyeti ortaya çıktı. Bence sarı-kırmızılı ekibin sıkıntısı burada. G.Saray; rakip, maçı kazanacak skoru yakalayıp geri çekilince baskı kurabiliyor.
ZİCO ÜMİT VERMİYOR Fenerbahçeli oyuncular, özellikle orta saha oyuncuları, ilk yarıda mükkemmel bir mücadele örneği verdiler, Galatasaray'a top kullandırmadılar. Ancak ikinci yarıda Celta Vigo maçının yorgunluğu açıkça ortaya çıktı ama Zico bütün tribünlerin gördüğü gerçeği kulübeden görüp gerekli önlemi alamadı. Koskoca Fenerbahçe'yi 11 kişilik bir kadroya mahkum eden Zico, açıkçası ilerisi için fazla ümit vermiyor. Fenerbahçe kazandı ama seyircisine ikinci yarıda ecel terleri döktürdü. Stadı dolduran ve muhteşem bir atmosfer yaratan seyircinin ikinci 45 dakikada daha rahat bir maç izlemesi gerekirdi. Sonuçta Fenerbahçe bir klasiği tekrarladı ve beni mahcup etmedi. Sıkıntılı geçen ikinci yarıya rağmen, Fenerbahçe için Galatasaray karşılaşmalarının en rahat karşılaşmalar olduğu konusunda hâlâ iddialıyım. Fatih Altaylı'ya altı gol daha gerekiyordu ama görüldü ki bu ham bir hayal düzeyinde kaldı. Bu gidişle onlar hayal kurmaya devam etmek zorunda kalacaklar.
|