| |
|
|
Hapishanede yatanların sporla ne alakası var?
Aziz Yıldırım'ın sözleri beni oldukça şaşırttı. Fenerbahçe Başkanı Yıldırım'ın başkanlık koltuğuna oturduğu yıllarda kendisine en fazla destek veren gazetecilerden biriydim. Tesisleşmeye verdiği önemi, Fenerbahçe'ye getirmeye çalıştığı modern kulüp anlayışını defalarca yazdım. Defalarca telefonda konuştuk. Ben onun hakkını teslim ettim. O da her defasında açıp nezaketle teşekkür etti. Pırıl pırıl bir başkandı. Ancak daha sonra Aziz Başkan ilginç bir değişim sürecine girdi. Etrafında "garip tipler" toplanmaya başladı. Bunlar önce Fenerbahçe'nin altyapı organizasyonundan kulübe girdi; sonra her yere sirayet etti. Yıldırım da bu duruma izin verdi. Geldiği yere, ailesine, geçmişine yakışmayacak ilişkiler içine girdi. "Eski Aziz Yıldırım"ın selam vermeyeceği adamlar, "yeni Aziz Yıldırım"ın çevresinden ayrılmaz oldu. Başkan Yıldırım daha sonra bunların bir bölümünü temizlemeye çalıştı ama "paça kaptırılmıştı" bir kere. Bunlara "bulaşmak" kolay, "temizlemek" zordu. Yıldırım şimdi bunun acısını çekiyor. Ama çekerken de hala "yanlış" davranıyor. Bir spor yöneticisi basın toplantısında "bazılarını" veya "bazı işleri" hapishanede yatmakta olan "kişilere" havale ediyorsa, ortada spor dışı ciddi bir durum var demektir. Bu sözler bir spor kulübü, Türkiye'nin en büyük kulüplerinden birinin başkanının ağzından çıkacak sözler değildir. Çıkmışsa, anlamını da açıklamak zorundadır. ALİ KOÇ'A NOT: Fenerbahçe'nin Kurumsal İletişim'den sorumlu yöneticisi Sevgili Ali Koç, Star TV'de yayınlanan iddiaların iki büyük gazeteye servis edilmesini manidar bulduğunu söyledi. Hürriyet'in 1. sayfasının manşeti olan bu haber Sabah'a servis edilmedi. Sabah Spor Servisi gece yarılarına kadar Telegol'ü izledi ve haberi sadece şehir baskılarının bir bölümüne verebildi.
|