SMS: AY yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder
Dövize yönelmek tek seçenek değil
Türkiye'nin ilerleyen çifte seçim takviminden, milli gelirin yüzde 9'una varacak cari açığından, yükselmekte olan enflasyonundan dolayı finansal piyasalarda risklerin ve belirsizliklerin arttığı ya da risk algılamasının yükseldiği gözleniyor. Bu nedenle mayıshaziran dalgalanmasında 10 puana kadar yükselen Hazine faizleri düşüşe direniyor. Borsa, dünya borsalarında yeni rekorlar kırılmasına karşılık mart başındaki düzeyinin 10 bin puan veya yüzde 20 altında.
Ayrışmayenidenbaşladımı? Eurobondlar da rekor değerlerinin altında işlem görüyor. BuüçaraçitibariyleTürkiyepiyasalarınınküreselpiyasalarlayenidenayrışmayabaşladığıdikkatiçekiyor. Geçen hafta dış piyasalardaki iyi gidişi yansıtmayan iç piyasalar bu haftaki bozulmayı daha yüksek dozda yaşıyorlar. Finansal piyasalardaki bu düzelmelere karşılık yukarıda belirttiğimiz risk ve belirsizlik faktörlerinin etkisiyle yurtiçi yerleşiklerin dövize yöneldikleri dikkati çekiyor. Merkez Bankası verilerine göre dalgalanmanın doruk noktası olan 16 Haziran'da yerleşik gerçek kişilerin 40 milyon 240 bin dolara gerileyen döviz mevduatı 3 Kasım itibariyle 46 milyon 968 bin dolara yükseldi ve 4.5 ayda 6.7 milyar dolarlık artış kaydetti. Dolara olan bu yönelme geleceğe ilişkin olumsuz beklentileri yansıtıyor.
Vadekısaltması Riskleri yok edemeyeceğimize göre veya risk algılaması yüksek olanlar için, acaba dövize yönelmek dışında başka seçenek var mı? Liradakalanlaryüksekriskdöneminevadeyikısaltarakdahazırlıkyapılabilir . Yerli para yatırımcıları kriz dönemlerinde döviz kurunun yükselmesinden nemalanamadıkları gibi, yükselen faiz oranlarını da kaçırabiliyorlar. Halbuki kurunyükselmesiriskiartırdığıiçinzatenberaberindefaizartışınıgetiriyor.Amaburadavadeuyumsuzluğuolanlaryüksekfaizikaçırıyorlar.
İkikrizdeolan Oysa kısa vadeli gitmek her an ortaya çıkabilecek yeni fırsatlardan yararlanma olanağı veriyor. Hem1994krizindehemde2001krizindegecelikvadeyleparasınıTL'dedeğerlendirenlerindevalüasyondandahafazlakazandıklarınıgösterdi. Tabii bundan kasıt bütün sistemin gecelik vadeye geçmesi değil, ama uzun vadeden kaçınmak ve nispeten kısa vadeli gitmek, kriz sırasında yüksek faize yakalanarak döviz kuru artışından sağlanabilecek getiri elde ettirebilir veya o getireye yaklaştıralabilir.
Vadedağılımınınsöylediği Nitekim YTL mevduatın vadelere dağılımı da, benzer bir risk algılamasına işaret ediyor. Yani burada da vade kısalıyor. Yukarıda yer alan veriler lira mevduata yatırım yapanların mayıs-haziran dalgalanması sırasında bir aylık vadeye yöneldiğini, sonrasında ise altı aylık, bir yıllık ve daha uzun vadeli mevduattan üç aylığa geçildiğini ortaya koyuyor. 3 Kasım itibariyle artık YTL mevduatın yüzde 27.4'ü bir aylık, yüzde 50.6'sı üç aylık vadede. Altı aylığın payı yüzde 5.4, bir yıllığın ve daha fazlasının ise yüzde 1.2'lik paylara inmiş durumda. Bu da, tasarrufsahiplerininbiryandandövizeyönelerekbiryandandayerliparadavadeyikısaltarakyenibirdalgalanmayahazırlıkyaptığınıortayakoyuyor.
Zamanındasatış Artan riskler karşısında dövize yönelmek tek seçenek değil. Üstelik dövize yönelme halinde zamanında satmayı da bilmek gerekiyor. Çünkü devalüasyon yılları dışında dövizin faizlere göre getirisi negatif.