|
|
|
|
|
|
|
|
|
Elif'in türküsüne kulak verin
Vakıfbank Güneş Sigorta'da bir sezon boyunca yedek bekledim. Ama hep çalıştım. Bana milli formayı teslim edenleri mahcup etmediğim için çok mutlu ve gururluyum...Sakatlandığı için formasını bana bırakan Bahar Abla, hep destek verdi. Hatalarımı söyledi; ne yapmam gerektiğini anlattı. Onun tecrübesiyle kendi enerjimi birleştirdim.
1996 yılında Ankara'da sıcak bir gündüz yaşanıyordu. Küçük kız hayatında ilk kez bir voleybol maçı izliyordu. İlk görüşte aşktı bunun adı. O an kararını verdi. Voleybolcu olmalıydı. Fikrini ailesine açtı. 12 yaşındaki küçük kızın hayatının dönüm noktasıydı bu. Babası elinden tuttu; Vakıfbank alt yapısında voleybola başladı. Antrenör Hüseyin Doğanyüz, ileride Karşıyaka'da da beraber çalışacağı 'elif' yani ince, uzun kızın gelecekte büyük bir voleybolcu olacağının kararını çoktan vermişti.
*** Bayan Voleybol Milli Takımımız, Dünya Şampiyonası'na ilk kez katıldı. Japonya'da düzenlenen turnuvada 10. olan Filenin Sultanları için başarıydı bu. Dünya devlerine kafa tutan ayyıldızlı ekipte, genç bir kız dikkatleri üzerine çekti. Birinci
pasör Bahar'ın ilk turda sakatlanmasından sonra forma şansı bulan ve büyük bir sorumluluk altına giren 1984 Ankara doğumlu, 1.86 boyundaki bu yetenek; Japon Yoshie ve Çinli Feng Kun'un ardından turnuvanın en iyi üçüncü pasörü unvanını da kapmıştı. Bu kızın adı Elif Ağca idi.
*** Vakıfbank Güneş Sigorta'da Ukraynalı pasör Irina Komissarova'nın arkasında koca bir sezon yedek bekleyen Elif, Milli Takım'ın antrenörü Reşat Yazıcıoğulları tarafından Pelin Çelik'in yerine tercih edilerek Japonya'ya götürüldü. "Şampiyonada iyi maçlar oynayarak, bana güvenenleri haklı çıkardığım için çok mutluyum. En iyi üçüncü pasör seçilmem de benim için gurur kaynağı" diye özetliyor durumu Elif. Ve sakatlandığı için yerini kendisine bırakan Bahar'a da teşekkür ediyor: "İlk maçtan sonra heyecanımı yendim. Bahar Abla bana çok destek oldu. Hatalarımı söyledi ve ne yapmam gerektiğini anlattı. Onun tecrübesiyle kendi enerjimi birleştirdim. Ama sonuçta voleybol, takım oyunu. Bana iyi manşet gelmezse ben de iyi paslar atamazdım" diyor tüm mütevazılığıyla... Vakıfbank Güneş Sigorta'da arkasında beklediği Komissarova'nın kendisine katkı yapıp yapmadığı sorulduğunda ise hafif sitemkar bir şekilde cevap veriyor: "Yorum yok." Ama "Henüz 22 yaşındayım. Takımımla sözleşmemi bir yıl daha yeniledim. İyi bir sezon geçireceğime inanıyorum. Japonya'da gerçek Elif Ağca'yı gösterdim. Bir yıl yedek beklememe rağmen hep çalıştım" şeklinde konuşarak rekabeti sevdiğini de gösteriyor.
*** Hüseyin Doğanyüz haklı çıkmıştı. Bu uzun boylu kız için, "Parmakları çok yumuşak. İleride büyük bir pasör olacak" demişti. Şimdi Elif Ağca'nın, dünyanın en iyi üçüncü pasörü seçilmesindeki payını düşünerek duygulanıyordu. Elif ise çıktığı zirvede kalmak için, 12 yaşındayken "Ben de voleybolcu olacağım" diyen küçük kızın inadını korumak zorunda olduğunun farkında. Mütevazılığıyla birleştirdiği yeteneğini kullanmaya devam ederse, kendi cep telefonu melodisi, Türk insanı tarafından onun için söylenmeye devam edecek: "Festival gibisin."
ERSİN UYSAL
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|