|
|
|
|
|
|
'Arkadaşlarıma 'Bu iyi oldu mu?' diye sorarım'
-Her sanatçıda yaratamamak korkusu vardır. Siz korkunuzla nasıl başediyorsunuz? - O korkuyu, o kuşkuyu kaybedersem biterim... Ama kuşkunun çok dürüst olması lazım. Yaptığın işle olan diyaloğunda o kuşku "Beğenilir mi, satılır mı?" kuşkusuna dönüşürse, mutlaka işinde sırıtır.
- Ailenizden sizi sanata teşvik eden oldu mu? - Sanatsal bir çevre içinde büyüdüm. Bütün ailem sanata düşkündü.
- Biz sanatçıları hep bohem yaşam tarzlarıyla düşleriz, siz çok disiplinlisiniz... - Tanınmış olmak şöyle ya da böyle başınıza gelmişse çok iyi. Fakat orada kalmak için tepenizde sürekli kuşkunun olması gerekiyor. Çünkü senin ayakta kalmanı sağlayan herkese karşı büyük bir sorumluluğunuz oluyor. Onun için ne kadar çalışırsam o kadar rahat ediyorum.
- Sizin bugüne kadar "En güzel eserim," diye sıfatlandırdığınız bir eseriniz var mı yoksa onu yaratma çabasında mısınız? - En güzelin hangisi oldugunu sezmek çok zor. Evimde eski dönemlerden kalan parçalar var. Bunlardan birinin hala yaptığım en güzel parçalardan biri olduğunu düşünüyorum. Böyle iki-üç parçam var. Bir aşk ilişkisidir meslekle olan ilişkiniz. O kadar yakınsın ki her zaman doğru düşünemeyebilirsin. Tıkandığım zaman rahatlıkla güvendiğim bir iki dostuma danışırım, "Bu parça iyi oldu mu?" diye.
- Bu son serginizdeki çalışmalarınız siyah. Genelde mavi renkleri kullanırsınız oysa... - Daha önce Kopenhag ve New York'taki sergilerim siyahtı. Ama İstanbul'da ilk defa siyahı kullandım. Nil Yalter ile birlikte açtığımız sergi için bu siyahın daha uygun olduğuna karar verdik ve öyle çalıştık.
- Genelde sergileriniz tek kişilik oluyor. Bu ikili sergi fikri nasıl doğdu? - Nil ile yedi-sekiz yaşından beri arkadaşız. Annelerimiz de arkadaştı. 60'larda Nil Paris'e gitti. Ben Kopenhag'a yerleştim ama ilişkimiz hiçbir zaman kopmadı. Bundan 15 yıl önce ilk kez birlikte bir sergi açma fikri doğdu. Bunun bir sürü nedeni var. Sonradan bu fikir olgunlaştı ve çalışmaya başladık. Ama çalışırken de birbirimizi son derece özgür bıraktık. Ve bu fikrimizi Haldun Dostoğlu'na açtık (Galeri Nev).
|
|
|
|
|
|
|
|
|