|
|
İnternette Türkçülük asparagasları
Milliyetçilik kötü bir şey mi? Irkından, halkından, vatanından, tarihinden gurur duymak, onun adını yüceltmeye çalışmak kötü mü? Elbette değil, olur mu hiç? Türkiye'deki sağ-sol çatışmasının zirveye çıktığı 70'li yıllarda, bir yerde naçizane "Milliyetçilik sağın tekeline bırakılamayacak kadar önemli bir olgudur," diye yazmış bir solcu olarak, ben de başka türlü düşünmüyorum. Ama bakınız, milliyetçiliğin aşırısı nelere, nerelere varıyor! Üst üste iki mail aldım. İkisi de bana yurtdışında, Kanada'da yaşayan bir Türk arkadaşım tarafından gönderilmişti ve bunlar olasılıkla dışarda imal edilip dolaştırılan yazılardı. "Bir Pamuk Varmış, Bir Pamuk Yokmuş!" adlı uzun bir mail'de, çok özetle Pamuk'un nasıl ABD, İsrail ve benzer 'şer güçleri' tarafından beyni yıkanarak hazırlanmış ve Türk düşmanı olarak kullanılan bir tür robot olduğu açıklanıyordu. Bir ikinci mail, daha kısa, ama neredeyse daha paranoyaktı. Iraklı Kürt yönetmen Hiner Saleem'in Cannes'da da gösterilen Sıfır Kilometre adlı filmi üzerineydi bu yazı. "Film, Kürtçülüğü savunuyor, PKK terörünü meşru gösteriyor," diye başlayan yazıda, başrol oyuncusu Belçim Bilgin'in Şeyh Sait'in torunu olduğu, bu filme destek veren Yılmaz Erdoğan'la Ağustos 2006'da evlendiği belirtiliyor, "Meşhur mektubuyla gündemde olduğu bir dönemde Yılmaz'ın Şeyh Sait'in torunuyla evlenmesi bir tesadüf olabilir mi acaba?" diye soruluyordu! Ama o kadar değil! "Erdoğan'ın porno film skandalıyla gündeme gelen Gülben Ergen'le evlenen kardeşi Mustafa Erdoğan da bir zamanlar PKK'nin sözcüsü durumundaki Özgür Gündem'in Ankara temsilcisiydi," deniyor ve sonunda "Yılmaz Erdoğan için Şeyh Sait'e torun vermek, bugüne kadar yaptığı işlerin en önemlisi olmalı," sonucuna varılıyordu. Bu iğrenç yazıyı kullanarak çoğu dostum olan ilgili kişileri üzdüğüme ben de üzgünüm. Ama bu paranoyak yazılar dünyayı dolanıp duruyor. Ve emin olun ki bize, halkımıza, ülkemize, kültürümüze, sözümona karşı çıkmaya çalıştıkları PKK teröründen veya Ermeni milliyetçiliğinden daha zararlı oluyor. Tüm değerlerimizi, Türk sanatının zirvelerine hakkıyla oturmuş tüm sanatçılarımızı aynı iftira ve çamur atma potasında kaynatan, insanları soylarısoplarıyla etiketlendiren ve olasılıkla Türkiye'nin gerçek düşmanları tarafından imal edilen bu çağdışı ve faşist yakıştırmaları, milletçe sahiplerine iade etmeliyiz. Ve eğer başarabilirsek, hukukun yollarıyla peşlerine düşmeliyiz.
|