|
|
NTV gecesinin düşündürdükleri
Farklılığı marka haline getiren bazı kanallar, Batı tarzı televizyonculuğu yerleştirmek için çalışıyor. NTV de işte bu kanallardan biri
NTV'nin 10. yıl gecesi gerçekten güzeldi. Bitmek bilmeyen aranın dışında! Ben özellikle Lütfi Kırdar'ın dev sahnesinin fonundaki teknik cambazlıklara, o sayısız ekrandan yansıyan ve ışık oyunlarıyla desteklenen teknoloji kullanımına hayran oldum. SİYAD geceleri düzenleyicisi olarak da kıskandım: Acaba böylesini bizler de yapabilir miydik? Salonda bulunan ve artık sayısız festivalin açılış-kapanışlarını yapan TÜRSAK Başkanı Engin Yiğitgil dostum da sanırım aynı şeyleri hissetmiştir! Ama asıl söylemek istediğim, NTV gibi kanalların önemi. Hıncal Uluç'un haklı olarak ve kendi grubunun kanalını da cesaretle eleştirerek yazıp durduğu gibi, yalnızca bizlere ciddi bir haber saati sunduğu için değil. Ki o bile çok önemli: Sürekli ve ağır magazin, insanı hep diken üstünde tutan yapay gerilim, arkaya döşenen müzikle yaratılan Görevimiz Tehlike havası gibi öğelerle, artık tüm ana kanallarda birer dizi gibi sunulan o bize özgü habercilik. Ve de onun alternatifi. Ama NTV, ayrıca da CNN Türk, KanalTürk, bir ölçüde TRT-2 gibi kanalların başka bir işlevi var. Kitle kanallarının dışında bizlere, diyelim ki biz aydınlara, daha sanata, kültüre, demek ki hayatın özüne dönük bir yayıncılıkla seslenmek, Batı tarzı bir TV anlayışını yerleştirmeye çalışmak. Asıl amaç bu, asıl yapılan bu. O açıdan, her büyük kanalın aynı prototipi izlediği bu ortamda, NTV gibi farklılığı marka haline getiren kanallara ne kadar teşekkür etsek azdır.
|