|
|
|
|
|
|
'Ailemi görememek beni yıpratıyor'
Avrupa Yakası'nın 'efendi damadı' Levent Üzümcü, tiyatro sahnesinde de büyük alkış alıyor. Barut Fıçısı adlı oyunda üç ayrı karakteri canlandıran Üzümcü, dizi için de "Reytinglerimiz eskisinden de iyi," diyor
Oyunculuk serüvenine Eskişehir Devlet Tiyatrosu'nda başlayan Levent Üzümcü, 1995 yılında ilk profesyonel oyunculuk sınavını Vişne Bahçesi'yle Bursa Devlet Tiyatrosu'nda vermiş. 1996'da ise İstanbul'a gelerek Şehir Tiyatroları ailesine katılmış. Şimdi Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde Barut Fıçısı adlı oyunla karşımıza çıkan oyuncuyla, dizi ve tiyatro provaları arasında görüştük...
- Şehir tiyatrolarında kaç yıldır sahne alıyorsunuz? - 1996'da başladım. Bir yıl devlet tiyatrosunda çalıştım. Sonra Amerika'daki eğitim yıllarım hariç hep şehir tiyatrolarında görev aldım.
- Amerika'daki eğitim size ne kattı? - Üç yıl Los Angeles'ta oyuncu yönetmenliği eğitimi aldım. Şunu çok açıklıkla söyleyebilirim; disiplini ve oyuncunun kendine özen göstermesi konusunda bizden çok ilerideler. Ama onun dışında oyunculuk standardı ve kalitesi olarak biz çok ileride bir ülkeyiz. Belki her oyuncumuz dünyanın her yerinde olduğu gibi çok iyi oyuncular değil ama oyunculuk standardımız yüksek.
- Don Kişot adlı çocuk oyununun yönetmenliğini yapmışsınız. Daha sonra neden böyle bir girişimde bulunmadınız? - Bunu yapmayı çok istiyorum ama bir parça daha pişmek lazım. Çünkü ışık, kostüm, oyuncu, dekor gibi o kadar fazla şeyle uğraşmak zorundasınız ki. Bunları yapabilmek için daha fazla oyunda rol almam lazım ki yanlışları, doğrular öğrenebileyim.
- Barut Fıçısı'ndaki rolünüz oldukça zorlu bir rol sanırım, biraz bahseder misiniz? - Bu oyunda beş farklı sahnede, üç farklı karakteri canlandırıyorum. Bir tanesi çok fazla yaşamın gerçekliğiyle ve ağırlığıyla yüzleşmemiş biri; ikincisi bütün işi gücü Amerika'ya gitmek olan, bütün ideallerini oraya endekslemiş, orada hayatının daha iyi olacağına inanan biri. Üçüncü karakter ise müzisyen. Bütün karakterler son derece uç. Ve oyunun içinde bütün karakterler başrol.
- Şu an hem Avrupa Yakası'nda oynuyorsunuz, hem de burada üç farklı karakteri canlandırıyorsunuz. Bu sizde bir çelişki yaratmıyor mu? - "Bu rol şöyle yapılmalıdır, böyle yapılmalıdır," diyebiliyorsanız çelişki yaratmıyor. Aklınızı kullanabiliyorsanız yeteneğinizi de kullanabilirsiniz.
- Tiyatro mu daha keyifli, dizi çekimi mi? - İkisinin de keyfi apayrı. Tiyatro biraz daha streslidir, yorucudur. Dizide artık karakteriniz çıkmıştır. O anki sahnenin güzelliğini yaşarsınız. Tiyatroda sürekli yeniyi keşfediyorsunuz. Onunla uğraşmak da çok eğlenceli oluyor.
İpek EREN
|
|
|
|
|
|
|
|
|