| |
|
|
İstanbul'u bölmek gerek
İstanbul'un "güvenlik" sorunlarından söz etmiş, "Ne yapılmalı sorusuna yarın bakarız" demiştim. Yanıtı öyle çok uzun uzun düşünmeye gerek yok. Biraz mantık işi çözüyor. Düşünün İstanbul'un bir mahallesi büyüklüğünde Yozgat'a, Şırnak'a da bir vali bakıyor, İstanbul'a da. İstanbul'un semti olmayacak pek çok kentte de bir emniyet müdürü var, İstanbul'da da. Demek ki, İstanbul'u en azından "ikiye" bölmek gerek. Üstelik bunun için çok da uğraşmaya gerek yok. Doğa zaten İstanbul'u içinden deniz geçirerek bölmüş. Bizim yapmamız gereken bunu idari yapıya uygulamak. Anadolu ve Avrupa diye bölünecek İstanbul'u iki vali ve iki "büyükşehir" belediye başkanına emanet etmek. Buna bağlı olarak İstanbul'da görev yapan polis sayısını en az iki katına çıkarmak. Bunu yaparken, başta trafik, pasaport ve trafik tescil gibi "polisin üzerine vazife olmayan" işleri sivilleştirerek, polisin güvenlik üzerinde yoğunlaşmasını sağlamak şart. Kentin ekonomik potansiyelinin sağladığı imkânların bir bölümünü kente aktararak belki de kente özel bir vergi koyarak, bunu kentin güvenliği için harcamak, sürekli polis devriyeleri oluşturmak, olaylara müdahale hızını artırmak gerek. Bütün bunlar yapılmadan İstanbul'un güvenli bir kent olmasını sağlamak mümkün değil. Güvenliği olmayan bir kenti ise "modern kent" olarak tanımlamak anlamsız. Dünya Kültür Başkenti olsa bile...
|