|
|
Güvenlik mi kevgir mi?
İstanbul 1800'lerin Teksas'ı gibi olunca, kadınlar kendilerini güvende hissetmek için bayıltıcı sprey taşımaya başladılar. Bu spreyler olaylarda değilse bile, güvenlik adı altındaki özensizlikleri anlamakta çok işe yaradı. Geçenlerde bir arkadaşım, havaalanı güvenlik kontrolüne takılmış. Laptop'unu çalıştırması istenmiş. Şarjı olmadığı için bir süre oradaki elektrik prizinin başında bekleyip, ucu ucuna uçağa yetişmiş. Koltuğuna oturduktan sonra eşyalarını yerleştirmek için çantasını açtığında, bakmış ki bayıltıcı spreyi en üstte duruyor. Laptop'a takılan güvenlik, çok daha tehlikeli olabilecek bayıltıcı spreyi atlamış. Bu hafta sonu da bir arkadaşım eşiyle birlikte Kanyon'a gitmiş. Alt giriş kapısındaki güvenlik, çantadaki bayıltıcı spreyi fark etmiş ve isimlerini aldıktan sonra arkadaşım ve eşini içeri bırakmış. Bizimkiler işlerini bitirip dışarı çıktıklarında, ellerindeki paketlerden birini kahve içtikleri yerde unuttuklarını fark etmişler. Alışveriş merkezine bu kez üst kapıdan giriş yapmışlar. Aynı şirkete bağlı güvenlik elemanları, bu kez spreyi ya fark ya da sorun etmemişler. Havaalanları ve alışveriş merkezlerinin ana giriş kapılarının, yoğunluğun en fazla olduğu noktalar olduğunu biliyoruz. Demek ki, yoğunluk beraberinde özensizliği de getiriyor... Böyle yazılardan sonra amirlerin bir süre işi sıkı tutup, sonra eskiye döndüklerini biliyoruz. Bakalım bu sprey meselesini kaç gün takip edip, sonra eskiye dönecekler?
|