|
|
Mücadele sloganla olmaz!
Sık sık "Trafik kazalarında ölenlerin sayısı her gün artıyor" diye başlayan haberler okuyoruz. Bunlar yanlıştır. Son 30 yıl içinde ölümle biten trafik kazaları sayısında ciddi bir azalma olmuştur. 1970'lerin sonunda yıllık ölüm 7 bin kadardı. Artık 2 bin civarında. Tabii bu rakam, gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında hâlâ çok fazla. Peki bu düşüş nasıl meydana geldi? Sanılanın aksine 'Trafik canavarı olmayın' türü kampanyaların hiçbir etkisi olmadı. Trafikteki ölümleri düşüren en önemli etkenler şunlardır: 1) Yolların iyileşmesi. Özellikle 'duble' yolların, otobanların artması. 2) Trafik polislerinin yaptığı radarlı denetleme ve artan cezalar. 3) Başta hava yastığı olmak üzere çeşitli sistemlerle araçların daha kaliteli, daha güvenli hale gelmesi... Sloganlarla, kampanyalarla insanların alışkanlıklarını biçimlerini değiştiremezsiniz. Millet yine bildiğini okur. Davranışlar 'somut ilişkiler' içinde değişir. Ancak kimi hayalperestler hâlâ sloganlardan medet umuyor. Mesela Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun girişimiyle, üzerinde 'ağlayan kadın' resmi bulunan 250 bin etiket bastırıldı. Üzerinde 'Kadına Karşı Şiddete Son' yazan bu etiketler, erkek ceketlerine iliştirilecek. Ayrıca aynı sloganı taşıyan afişler de hazırlandı. Beymen, Altınyıldız, UKİ, İGS, Roman, Hugo Boss, Damat, Koton gibi erkekleri giydiren firmalar ürünlerini bu etiketle satacak. Ve hiçbir işe yaramayacak! Niye? Çünkü buralardan alışveriş yapan erkekler daha iyi eğitimli, daha kentli, daha paralı oldukları için kadınları daha az dövüyor. Çoğunun eşi-sevgilisi zaten çalıştığı için adamlar onlara daha fazla saygı duyuyor. Ya da bu kadınlar para kazandıkları ve özgüven sahibi oldukları için kendilerine el kaldıran erkeği daha kolayca terk ediyor. Bu kampanya Nimet Çubukçu'ya şöhret, etiketi basanlara para, bu tip ceketleri satanlara da prestij kazandırır elbette. Ancak dayak yiyen kadınlara hiçbir olumlu etkisi olmaz!..
|