|
|
Bir demet öykü...
Okurlarımızdan gelen, '10 kelimeyi geçmeyen küçük öyküler'den ölçütlerimize en yakın olanlarından yaptığım bir derlemeyi geçen hafta yayınlamıştım. Bu kez de 3-10 Kasım arasında gelenlerden bir seçki yaptım. Ne yazık ki epey çaba harcamalarına rağmen bazı okurlarımız bir öykü yerine ortaya 'özlü söz' ya da 'dize' çıkarmışlar. Onların çoğunu elemek zorunda kaldım... Seval Başgül: "Evlenebilmemiz için Avustralya'daki kocasından boşanması gerekiyordu. Götürdüm ellerimle. Yalnız dönüyorum." Özgür: "3 gün önce atladı; sen niye geç kaldın?" Soner Yılmaz: "Yerdeki kızın ne kadar güzel olduğunu düşündü, aracıyla hızla kaçarken..." Necdet Aksu: "Offf! Akşama yine martı yiyeceğiz..." Ahmet Mercankaya: "Tarık bir kere evlendi. Çocuk istemedi; baba katiliydi." Hüseyin Korkmaz: "Kovboy son kurşunu beynine sıkarak düelloyu bitirdi..." Meltem Türk: "Kasıklarındaki milyonlarca spermle terk edildiğinde ıslak kaldırımlara güneş doğuyordu." Hanife Toker: "Üvey annem yaşlı kocama iyi bakmazmış" (Buradaki karmaşık ilişkiyi çözmek için biraz düşünmek gerekiyor.) Vural Demirkaya: "Aşk öğüdü 109: Hayat hikayemi kullan, garantili." Seyhan Hasanoğlu: "Günaydın! Gittim ben... Gidiyorum... Giderim bak!" Erbil Çelikbilek: "Onu gördüm diyorum size... Bir cüceydi... Kirpiklerinden tanıdım." Sezin Öner: "Erkek: Seni 1.5 yıldır seviyorum, artık başkasını daha çok seviyorum."
|