| |
|
|
Daha mı insani...
Kızım Zeynep doğduğu günden bu yana fırsat buldukça, anneannesine ve babaannesine yolluyoruz. Her seferinde eve biraz daha "şımarmış" ama çok mutlu dönüyor. Çünkü bir inancım var, "toplumsal kültürü" ve "gelenekleri" kuşaktan kuşağa aktaranlar ana babalardan çok, büyükanneler ve dedeler. Bizim anne babalarımızla geçirdiği zamanın, Zeynep'i geçmişimize daha bir bağladığını düşünüyorum. Bugün Sabah'ın birinci sayfasında bir dram var. 4 yaşında bir çocuğun dramı. Babası trafik kazasında ölmüş. Annesi yeniden evlenebilmek için küçük oğlundan "kurtulması" gerektiğini düşünmüş ve onu "devlete" emanet etmiş. Ancak bölgede "Çocuk Yuvası" bulunmadığı için ufaklığı "Huzurevine" koymuşlar. Şimdi 19 ninesi ve 46 dedesi var. Onların yanında büyüyor. Elbette hiç bir şey ananın, babanın yerini doldurmaz ama ben yine de ufaklığı şanslı buluyorum. Muhtemelen "torun hasretiyle yanan" 65 yaşlı insan ufaklığın üzerine titriyorlardır. Tabloyu görünce aklıma geldi. Acaba çocuk yuvalarıyla huzurevlerini aynı kompleks içinde yapsak. Terkedilmiş, anasız babasız çocukların sadece yaşıtları ve bakıcılar arasında büyümesindense, zamanlarının bir bölümünü dedeleri ve nineleri yaşında insanlarla geçirmelerini sağlasak. Bu hem çocukların, hem de yalnız ihtiyarların ruh sağlığı açısından daha iyi olmaz mı!
|