kapat
   
15 Ekim 2006 Pazar
 
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
SMS:
MB yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder
 
En büyük tehdit toplumsal yorgunluktur
Hüzün zaman zaman böyle geliyor

En büyük tehdit toplumsal yorgunluktur

Cemal Abdülnasır 28 Eylül 1970'de bir kalp krizi sonunda vefat ettiğinde, Mısır sarsılmıştı. Nasır'ın Kahire'deki cenaze töreninde milyonlarca Mısırlı ağlamış, feryad etmişti. 1967 Savaşında İsrail'e yenilgi ertesinde istifa ettiğinde, aynı kalabalıklar yine yollara dökülmüş ve Nasır'ı görevde kalması için ikna etmişlerdi.
"Nasır sonrası Mısır'ı"nı yazmak için, kısa süre sonra Kahire'ye gittim.
Edindiğim izlenim şaşırtıcıydı. Örneğin yeni Başkan Enver Sedat her cuma, Nasır'ın kabrinde dua ediyordu. Sedat'ın yakınları ise, onun orada dua etmediğini, Mısır'ı yenilgiden yenilgiye ve bunalımlara sürüklediği için Nasır'a beddua ettiğini söylüyorlardı.
Daha üç ay önce cenazede ağlayan feryat eden gençlerle görüşmek için Kahire Üniversitesi'ne gittiğimde daha da çok şaşırmıştım. Gençler de Nasır'ın ölmesi gerektiğini açık açık söylüyorlardı. Bir grup öğrenciyle konuşurken, bu düşüncelerinin nedenini sorduğumda, şu cevabı aldım:
Nasır bizi çok yordu. Sosyalizm denemesi, 3'üncü Dünyalılık, Afrikalılık, sürekli savaş ve gerginlik. Çok yorgun bir toplumuz. Nasır'ın artık ölmesi gerekiyordu.
Kahire'de konuştuğum Nasır ekibinin önemli isimleri, kısa sürede Enver Sedat tarafından tasfiye edildiler, bazıları hapse de atıldı.

YORGUNLUK
Bu tür bir "Toplumsal yorgunluk" ilk kez karşıma çıkan bir olguydu.
Ama zaman geçip, Asya'nın, Afrika'nın otoriter yönetimlerinde serüvenden serüvene koşturulan ve kendilerini geliştirmek için düşünecek bile vakitleri de, özgürlükleri de olmayan halklarını yakından tanıyınca, bu "Toplumsal yorgunluk" gerçeğini anlar oldum.
İdeolojilerini doktrinleştiren, içerideki sorunlarını unutturmak için yabancı düşmanlığını slogan olarak seçen, kararlaştırılmış "Resmi doğrular"ın tartışılmasını yasaklayan, gerginliği siyasetin ve yönetimin vazgeçilmez aracı olarak benimseyen rejimlerin egemen olduğu ülkelerde, "Toplumsal yorgunluk" kaçınılmaz bir kader oluyor.
Sonunda en dirençli ve yılmaz beyinler de yoruluyor. Ya "Değer mi bu kadar aykırı görünmeye" deyip inzivaya çekiliyorlar, ya da bir batı ülkesinde kendi kararlarıyla vardıkları sürgün hayatına başlıyorlar.
Bu açıdan baktığımızda Türk toplumu yorgun toplumlardan biri olmamalı.Daha doğrusu toplumu yorgunluğa yöneltecek kısır döngüleri kırmak konusundaki kararlılığımızı sürdürmeliyiz. Sürekli "İç ve dış tehditler" uyarıları, devamlı "Tehlikeler listeleri", kendi hatalarımızdan kaynaklanan başarısızlıkları "Dış düşmanlar" a bağlama alışkanlığı, yasakçılık, siyasi tabular, slogancılık, şovenliğe dönüştürülmüş milliyetçilik, militarizm özlemleri, cami ile kışla arasında sıkışmış tartışmalar, her toplumu yorabilecek, bıktırıcı bir süreci ifade edebilir. Sorunlara çözüm üretmek yerine bunları stoklayıp, her kuşağın önüne bunları temcit pilavı gibi sürmek, toplumları yorar.

DEMOKRASİ
Bunun ilacı demokrasiye, özgür ve özerk düşünceye, hukukun üstünlüğüne, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da sahip çıkmaktır. "Tek tip insan" modeli, bundan sonra da reddedilmelidir. Kendisi gibi ya da "Devlet" gibi düşünmeyenlerin de var olması gerektiğini, bunların susturulduğu geçmiş dönemler hatırlanarak, bilmeliyiz. Gelişmemiş, özgür olmayan, her çeşit rekabete kapalı, başarılardan değil başarısızlıklardan zevk alan toplumların devletleri de gelişmiyor.
Tabii ki Fransa'nın siyasi ve hukuki ayıbını kınayacağız. Gelişmiş dünya bizimle birlikte kınıyor Fransa'yı.
Ama Fransa'nın ayıbı, bizi yabancı düşmanlığına, şovenizme itmemeli. Kendi hukukumuzu, düşünce hayatımızı ve siyasetimizi Fransız modeli Jakobenliklerden arıtmalıyız.
Türk toplumu yorulmamalı, yarına dönük yaşamalı.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yeni Türkiye artık eskisinden farklı olmalı...   / 14-10-2006
 Fransa'yı bilelim ama Fransız olmayalım...   / 13-10-2006
 Tarihimiz 1923'te başlasa bu sorunlar hiç olmazdı ki...   / 12-10-2006
 Heykele selam izolasyona devam: Kuzey Kore   / 11-10-2006
 Büyük insanlığın vizyonu ve misyonu vardır   / 10-10-2006
 Toplum değişim mühendislerine özlem duyuyor   / 09-10-2006
 Beyinler de çalıştırıldıkça ışıldar...   / 08-10-2006
 Erkel kadınlar da erkek erkekler de aynı konumda...   / 07-10-2006
 "Devletli" olmayanlar da "irtica tehlikesi var" diyorsa...   / 06-10-2006
 AB'den kopmak en büyük tehdit değil mi?   / 05-10-2006
YILMAZ ÖZDİL
Tersine 301...
Hadise komediye dönüştü.
ERGUN BABAHAN
O zat demokrasi demek...
Asker sivil siyasete müdahaleye...
MEHMET BARLAS
En büyük tehdit toplumsal yorgunluktur
Cemal Abdülnasır...
UMUR TALU
654 bin 965
"İşgalden bu yana, üç...
FATİH ALTAYLI
Daha mı insani...
Kızım Zeynep doğduğu günden bu yana...
ERDAL ŞAFAK
Avrupalılaşmak!
AB Komisyonu'nun 8 Kasım'da...
Tren kazasına karşı Fin önerisi
AB Dönem Başkanı Finlandiya, Troyka toplantısında Kıbrıs konusunda...
Ağca'ya özendi, Papa'ya yazdı
Arnavutluk-İstanbul seferi yapan THY uçağını kaçıran Hakan Ekinci de,...
3 puan mı! o da ne?
3 puan mı! o da ne?
Galatasaray, 9. haftada 6. beraberliğini aldı. 3 haftadır 3 puana...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu