|
|
|
|
|
|
'Bir dizide de elime erkek eli değmedi yahu!'
Avrupa Yakası'nın evde kalmış kızı Makbule'yi oynayan Hasibe Eren, bu tarz rollerin üzerine yapıştığını söylüyor: Bir ara 'aptal sekreter' rolleri gelirdi. Her arayan sözleşmiş gibi 'Hani Mavi Ay'daki Bayan Topesto vardı ya!' derdi".
Avrupa Yakası'nın yeni karakterlerinden Makbule izleyenleri gülmekten kırıp geçiriyor. Evde kalmışlığı, Burhan'ı tavlamaya çalışması, abartılı tepkileri, rüküşlüğü, kelimeleri yanlış telaffuz etmesi, etrafındaki erkeklerin kendisini 'gözleriyle yemesi', göğüslerini saklamaya çalışması ve kırıtarak yürümesiyle 'Avrupa Yakası'nın ön plana çıkan karakterlerinden biri oldu. Makbule'ye can veren Hasibe Eren'i 'Sıdıka' rolüyle tanımıştık. Ama Eren başarıyla canlandırdığı bu karakterle uzun yıllar Makbule olarak akıllarımızda kalacak gibi gözüküyor. "Gerçek hayatta her hareketimle insanları gülmekten yerlere yatıran bir tip değilimdir" dese de röportaj sırasında yaptığı Makbule taklitleri ve mimikleriyle yine kırıp geçirdi. İstanbul Şehir Tiyatroları'nda Çocuk-Genç Eğitim Birimi'nde eğitmen olan Eren'in ciddi' yüzünü de bu vesile ile tanımış olduk!
TV'DEKİ GİBİ ÇİRKİN DEĞİLİM
* Oyunculuğa nasıl başladınız? 1975 doğumluyum. Tiyatro çok istediğim bir daldı. Ama tiyatro okumak isteyen her gencin başına geldiği üzere ben de oyunculuğun geçerli bir meslek olmadığı yönlendirmeleri yüzünden İstanbul Üniversitesi'nde önce reklamcılık okudum. O dönemlerde amatör tiyatroya başlamıştım. Reklamcılığı bitirince artık bir mesleğim vardı. Ve tiyatro okuma özgürlüğünü elde ettim. Ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tiyatro Bölümü'ne girdim.
* Sıdıka'yla mı başladı televizyon serüveniniz? 1997'de Sıdıka'da oynamaya başladım. Üniversite tiyatrosunda ben Sıdıka'yı Atilla Atalay'ın izniyle, minik hikayelerden oluşan bir oyun haline getirmiştim ve sahnelemiştim. Televizyonda Sıdıka dizisi için bir oyuncu arandığında ise benden söz etmişler, Füsun Demirel'e. Sonra rahmetli Atıf Yılmaz izledi ve benim oynamama karar verildi. Daha sonra Yağmur Zamanı, Aşk Meydan Savaşı, Canım Kocacım, Kaymaklı Ekmek Kadayıfı, Şaşı Felek Çıkmazı ve Anlat İstanbul'da rol aldım.
* Makbule karakteri size her şeyiyle hazır mı geldi? Yoksa sizin de kendinizden ekledikleriniz oldu mu? Gülse (Birsel) çok net iki sayfalık bir karakter analizi yazmıştı, Makbule ile ilgili. Yani çok ipucum vardı, nasıl bir genç kadın olduğuna dair... Ama bedensel anlamda vücut bulmasını ben gerçekleştirdim. Ve Gülse, bunlara gerçekten çok güldü. Kırıtarak yürümesi, terlik şaklatması, göğüslerini kaldırması, kahkülleri falan benden çıktı. Senaryo tamamen Gülse'ye ait. Ama bir sürü şeyi de tabii birlikte kurguladık, 'Bir de böyle bir şey yapıyordur değil mi bu kız hahahaha' diye. Sözler tamamen senaryoda vardı, ama mesela Gülse 'Gözleriyle yediler' yazıyordu. Ben 'Gözleriynennn yidiler'e taşıyorum. Eski lafları yanlış yerde kullanması fikri de tamamen hep Gülse'nindi...
* 'Evde kalmış kız' tiplemesi neden bu kadar üzerinize yapıştı? Gülse'ye söylemiştim ilk bu rolü teklif ettiğinde. Bir dizide de bir erkek eli değmedi elime yahu! Evet yapıştı gibi. Eğer biri evde kalmış kız rolünü oynarsa ve ona benzer bir şey yazılmışsa senaryoda, bundan sonra referans diğer dizilerde oynanmış evde kalmış kız rolleridir. Bir dönem ben hep reddediyordum. Aptal sekreter rolleri geliyordu. Ve hepsi telefonu şöyle açıyorlardı: "Hani Mavi Ay'daki Bayan Topesto" vardı ya... Sanki sözleşmiş gibi. Sanki bütün dizilerdeki sekreterler Mavi Ay'daki Bayan Topesto'ydu. Biraz da şekilsel bir şey. Oynayabileceğim şeyler sınırlı. Güzel kadın vardır, aşk yaşar mutsuz olur... Benim oynayabileceğim roller de belli. Hani evde kalmış çirkin kız durumu...
* Ekranda sizi daha çirkin göstermek için ekstra bir şeyler mi yapılıyor? Televizyondaki kadar çirkin değilim! Ama güzel de değilim. Fotojenik bir tip değilim. Abartılı makyaj, saçlar... Çok da kötü giyiniyor, Makbule. Bir de güzel görüneyim diye bir kaygımız olmadığı için...
* Bu tarz rollerin size teklif edilmesinden rahatsız mısınız? Şimdiye kadar hiç oynamadığım bir rolü birilerinin bana teklif etmemesinden rahatsızım. Bunu bir tek Selim Demirdelen yaptı, 'Anlat İstanbul'da. Fahişe rolü teslim etti. Bir tek o cesur davrandı. Zor bir rol istiyorum, üzerinde çok düşünmek zorunda kalayım.
AMERİKALILAR DA İZLİYOR
* Makbule'yi oynarken model aldığınız biri oldu mu? Adını açıklayamayacağım bir aile tanıdığımız. Evde kalmış. Çocukluğundan genç kızlığına kadar durmadan çeyiz yapmış. Hayali evlenmek, kocasını mutlu etmek, çocuk yetiştirmek olan, sürekli bir şablonun içerisinde yaşayan, aşırı titiz, takıntılı, erkeklerin sürekli kendisini çok beğendiğini zanneden bir aile tanıdığımızdan feyz aldığım oldu. Ama çok değil mi böyle kadınlar... Demode giyinen, bu haliyle çok güzel olduğuna inanan, çok...
* Avrupa Yakası'nın yeni haliyle ilgili nasıl tepkiler alıyorsunuz? Çok pozitif şeyler duyuyorum. Amerikalı bir adam durdurdu geçen gün 'Sizi izliyorum bayılıyorum. En beğendiğim şov programı' diyor. Nasıl anlıyorsun dedim, arkadaşı çeviriyormuş. Engin için de 'The litte man is funny!' (Küçük adam çok komik!) gibi bir cümle kurdu.
ENGİN'LE OYNAMAK ZOR
* Sizin özellikle Engin Günaydın'la çok fazla sahneniz var. Çekimlerde çok eğleniyorsunuz galiba? Engin'in karşısında gülmeden oynamayı başarmak çok zor. Sahnede çabuk gülen kişiye 'dalağı düşük' denir. Ben dalağı düşük biri değilimdir aslında. Ama Engin'in karşısında oynamak o kadar güç ki, her seferinde sizi başka bir biçimde şaşırtıyor. Çoğu zaman tutuyorum kendimi, oyuna kaptırıyorum, Makbule'nin reaksiyonlarını veriyorum ki, hani Hasibe olarak gülmeyeyim.
* Dram oynamak size uzak mı? Hayır, dramatik rollerde de kötü değilimdir. Anlat İstanbul'da 5 dakikalık bir sahnede oynadım, hayatını kendini satarak kazanan bir kadını canlandırdım. Bir sürü insan fark etmiş ve çok güzel şeyler söyledi. Mesela Demet Akbağ, muhteşem bir komedyendir. Ama dramatik bir şey oynayınca herkesten çok ağlatır. Şener Şen de öyle...
BUGE CANKAT TV SERVİSİ
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|