|
|
Viyana kuşatması Hıristiyanları şok etti
İkinci Viyana Kuşatması'nda mağlup olmamızda başrolü şehrin yardımına gelen Polonya Kralı Jan Sobiesky oynamıştı. Sobiesky, Türkler tarafından öldürülen ağabeyinin intikamını fena almıştı.
Viyana her zaman atalarımızın fethetmek istediği bir yerdi. Kanuni Süleyman komutasındaki Osmanlı ordusu 1529'da Viyana'yı kuşattı, ancak kışın erken gelmesiyle kuşatmadan bir sonuç alınamadı. Osmanlılar, daha sonraki Orta Avrupa seferlerinde bir daha Viyana'yı kuşatmadı. Viyana'nın ikinci defa kuşatılması hiç umulmadık bir zamanda meydana geldi. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu 14 Temmuz 1683'te Viyana'yı ikinci defa kuşattı. Viyana'nın kuşatılması Hıristiyan dünyasında büyük şok etkisi yaptı. Avusturya İmparatoru Leopold, Osmanlı askeri gelmeden şehri terk ederek canını zor kurtardı.
VİYANA SON ANDA KURTULDU Osmanlı ordusu, iki ay s üreyle şehri kuşattı. Yapılan bazı hatalardan dolayı şehrin fethi uzamıştı. Ancak Kuşatma uzadıkça Viyana'da yiyecek azalmış ve dizanteri başlamıştı. Halktan toplanan kapkacak eritilerek kurşun dökülüyordu. Eylülde Viyana'ya karşı Osmanlılar'ın beş yerde kazdığı lağımlar kale duvarlarına yaklaşmıştı. Bunların patlatılmasıyla şehir düşebilirdi. Şehirdeki ümitsiz bekleyiş, 11 Eylül'de Viyana önlerine gelen Lehistan, yani Polonya Kralı Jan Sobiesky komutasındaki yardım ordusu görülünce bir anda büyük bir sevince dönüştü. Kiliselerin çanları çalınmaya, sevinç gösterileri yapmaya başladılar. Artık kurtulmuşlardı. Düşman kuvvetleri, Viyana'nın kuzeybatısındaki tepeleri hiç çarpışmadan ele geçirdi. Osmanlı kuvvetleri bu yardım ordusuna karşı vaziyet alarak savaşa hazırlandı. Ancak kuvvetlerin tamamı siperlerden çıkarılmadığı gibi, topçu tabyaları da şehre ateşe devam ediyorlardı. 12 Eylül 1683'te Kahlenberg, yani Alaman Dağı mevkiinde iki ordu savaşa başladı. Osmanlı ordusunun sol kanadında bulunan Sarı Hüseyin Paşa, karşısındaki Leh kuvvetlerini bozguna uğratıp, taarruza geçti. Bu bölgeye yardıma gelen Avusturya süvarileri Hüseyin Paşa'nın birliklerine yandan saldırdılar. Kırım hanının buraya yardım etmemesi üzerine, Kara Mustafa Paşa merkezden ve sağ kanattan çektiği kuvvetleri sol tarafa kaydırdı. Ancak bu manevra sağ tarafın zayıflamasına sebep oldu. Durumu gören Sobiesky ise bu manevrayı yapan komutanın savaşı kaybetmiş olacağını sevinçle haykırıyordu.
POLONYA TAMPON DEVLET Osmanlı İmparatorluğu'nun 16. yüzyıldaki geleneksel politikası Lehistan'ın, yani Polonya'nın tampon bir bölge olarak kalmasıydı. Bu dönemde Lehistan'ın Avusturya hakimiyeti altına girmemesi için çalışılmış, Lehistan'a karşı askeri bir harekat düzenlenmemişti. Ancak 17. yüzyılda Karadeniz'in kuzeyinden gelip Osmanlı topraklarına saldıran Kazaklar yüzünden bu politika terk edildi. Sultan İkinci Osman'dan itibaren Kazaklar'ın saklandığı Lehistan'a düzenlenen seferler, bu ülkeyi Osmanlı karşıtı cepheye itti. Kırım Hanı, 1652'de Batok'da kazandığı zaferden sonra Lehistanlı 300 asili öldürtmüştü. Bunların arasında Krakow Kalesi'nin komutanının oğlu Marek Sobiesky de vardı. Ertesi yıl ise Marek'in kardeşi Jan Sobiesky, Kırım Hanı tarafından esir edildi ve Han'ın sarayına götürüldü. Bir süre sonra kurtulan Jan, zamanla Lehistan'da Krallık Büyük Mareşalliği'ne kadar yükseldi. Sobiesky, hemen hemen her yıl Kırımlılarla savaştı. 1672'den sonra Osmanlı orduları ile karşı karşıya geldi. 1673'te Hotin önlerinde Osmanlı kuvvetlerine karşı kazandığı zafer itibarını artırdı. Leh Kralı'nın ölümü üzerine 21 Mayıs 1674'te kral seçildi. Krallığı kabul ederken, tacını "Türkleri kesin yenilgiye uğratırsa giyeceğini" ilan etti. Ancak bu zaferi kazanmadan, iki yıl sonra tacını giydi. Asıl zafer onu yedi yıl sonra Viyana önlerinde bekliyordu. Jan Sobiesky, düşmek üzere olan Viyana'nın yardımına yetişerek Osmanlı ordusunun mağlup edilmesinde büyük rol oynadı. Sobiesky, öldürülen ağabeyinin intikamını fena almıştı. Polonya Kralı, Osmanlılar'ın mağlup olduğu Viyana bozgunundan sonra kurulan "Kutsal İttifak"ta da başı çekmiş ve 1699'a kadar 16 yıl Osmanlı İmparatorluğu'yla savaşmıştı. 1699 Karlofça Antlaşması'yla da Podolya ve Ukrayna'nın Osmanlı hakimiyetinde olan bölgelerini topraklarına kattı.
|