Celal Pir, İçişleri Bakanı olsun...
Bir uçağın, kaçırılmasından daha kötü ne var? O uçağın, Mısır komandoları tarafından kurtarılması... Çünkü, ön kapıdan giriyorlar, Allah yarattı demeden, vura vura, arka kapıdan iniyorlar. Ne korsan bırakıyorlar, ne yolcu. Uçak da kullanılmaz hale geliyor zaten.
Peki, bir THY uçağının kaçırılmasından daha kötü ne var? Türk halkının, o uçağın kaçırıldığını, Yunan makamlarından öğrenmesi...
Evet, biliyordu Türk makamları... Açıklamadılar. Yunanlı'dan öğrendik. Sanki, içinde 113 kişi bulunan uçağın kaçırılmasının saklanabilecek bir tarafı varmış gibi...
Haber kanallarından saniye saniye takip ettiyseniz, bilirsiniz... Aynen şöyle oldu... Kaçırıldığını Yunanlı'dan öğrendik. Brindisi'ye indiğini Cnn Türk'te Reha Erus'tan. Korsanın teslim olduğunu, uçağın içinde bulunan ve o sırada NTV'nin canlı yayınında Celal Pir'e telefonla bağlanan yolcudan. Detayları da İtalya İçişleri Bakanı'ndan.
Uçaktaki yolcu, "korsan koridorda geziyor" derken... Habertürk gösterdi. Atatürk Havalimanı'ndaki uçakların iniş saatlerini bildiren panoda, Tiran-İstanbul uçağı için, "45 dakika gecikme" yazıyordu.
Ve bana göre en önemlisi... İtalya İçişleri Bakanı, önceki gece hiç uyumadı, dün sabah da ilk iş, Parlamento'ya giderek, milletvekillerine ne olup, ne bittiğini anlattı. Merak etmiş demek ki adamlar.
Bizim Meclis'te böyle bir şey oldu mu dün? Olmadı. Gerek de yok aslında... Merak eden milletvekili, NTV'den izlemiştir nasıl olsa. Ha belki, uçak Ankara'ya çakılsaydı, gelip bakarlardı, bizim makam odalarına bir şey oldu mu, diye.
Uzatmak istemiyorum... Ama ciddi işlerdir bu işler... Bakın, 11 Eylül'den sonra İtalya'da bu tür uçak terörizmi için bir plan geliştirildi. İsmi, Leonardo Da Vinci.
Üç aşamalı bir plan bu. Dün, birinci derecede alarm vardı. Yani, en hafifi... Leonardo da Vinci'nin üçüncü derece alarmı, 11 Eylül anlamına geliyor.
Peki nedir bu plan? Dört havalimanını kapsar... İkisi kuzeyde, biri ortada, biri güneyde... Kaçırılan uçak, bu dört havalimanından birine inmeye zorlanır. Brindisi, güneydeki... Çizmenin topuğunda... Akdeniz'den gelen kaçırılmış uçak, buraya indirilir. Çünkü etrafında büyük şehir yok. Ve denize sıfır. Eskort eden F16'lar vurursa, uçak denize düşer. Uçaktakiler dışında kimseye zarar vermez. Brindisi'de 40 kişilik antiterör timi bulunur. Ülkenin en seçkin, 160 kişilik antiterör timinin dörtte biri... Diğer 120 kişi, diğer üç havalimanında. Leonardo Da Vinci planı gereği, Brindisi Valisi özel olarak seçilir. Antiterör uzmanıdır. İkna dersi falan alır... Korsanla o görüşür. Yani vali, armut değil... Kararlarını, İçişleri Bakanı'na bile "sormama yetkisi" vardır. Danışmaz. Karar alır, uygular. Yine plan gereği, Brindisi havalimanı personeli de, özel olarak eğitilmiştir. Bir sakatlık olduğunda, bilet kesen kız bile ne yapacağını bilir. Bizdeki gibi, "45 dakika gecikme" yazmazlar panoya... Uçuşa kapatılır... Dikkat edin, eylem bitti, uçuşa açmadılar. Ne zaman açtılar? Kaçırılan THY uçağı, Türkiye'ye dönmek için havalandıktan sonra... Bizim terminal yandı, cayır cayır, daha çabuk açtılar trafiği... İş bittikten sonra da, o sabah, İçişleri Bakanı gelir, bilgi verir Parlamento'ya.
Demem o ki... Ciddi işlerdir bu işler.
|