| |
|
|
Karalama kampanyası
Bazı okurlarımız toplumsal araştırmalarla ilgili yazıma takılmış. Mesela biri şöyle diyor: "Araştırmaların yanlışlığını ispatlayabiliyor musunuz, diye soruyorsunuz. Böyle bir mantık kabul edilebilir mi? TESEV doğruluğunu ispatlasın araştırmasının. Zaten başladığı anda sonucu belli olan, objektiflikten uzak araştırmalar bunlar. Objektif bakış açısının, doğru yöntemlerin kullanıldığını bu araştırmayı yapanların ehil kimseler olduğunu nerden bilelim?" Mesajı gönderen okurumuza şu cevabı verdim: Bu araştırmaları yapanlar üniversite hocaları ya da çeşitli alanlarda uzmanlaşmış kişiler. Araştırmalar yayınlandığında altına imzalarını koyuyorlar. Kariyerleri, pozisyonları açık, ortada kişiler onlar. Yani bu çalışmaları adı sanı bilinmeyen, araştırmacılıkla ilgisi olmayan, sıradan kişiler yapmıyor. Eğer, "Rakamlarla, verilerle oynanıyor" diyorsanız (ki 'Sonucu baştan belli' dediğinize göre böyle düşünüyorsunuz) o zaman sizin bunu ispatlamanız gerekir. Dünyanın hiçbir yerinde bir bilim adamı ya da bir uzman çalışmasının 'doğruluğunu' ispatlamaya çalışmaz. Çünkü ortaya çıkan raporda ya da kitapta; o çalışmanın, o anketin nasıl, hangi yöntemlerle yapıldığı zaten yazılıdır. Ancak tersi geçerlidir: Biri çıkar, araştırmayı inceler, didik didik eder ve "Şurada-burada hatalar yapılmış" der, tabii diyebiliyorsa. İşin kuralı budur. Okumadan bir araştırmanın yanlış olduğunu nasıl söylersiniz? Okumadığınız belli çünkü araştırmacıların kimlikleri, işleri orada yazıyor. Mesela, gelin, bağırış çağırışlara yol açan "Zorunlu Göç" çalışmasını kimler yapmış, bir bakalım: Proje Koordinatörü Dilek Kurban, Uluslararası İnsan Hakları Hukuku uzmanı... Nüfus bilimci Turgay Ünalan, Hacettepe Üniversitesi'nde doçent... Psikiyatr A.Tamer Aker, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde doçent... Sosyolog Deniz Yükseker, Koç Üniversitesi'nde yardımcı doçent... Siyaset bilimci Ayşe Betül Çelik, Sabancı Üniversitesi'nde yardımcı doçent. Adları sanları belli, kariyer yapmış bu ve benzeri insanların, verilerle oynamak gibi bir ahlaksızlığa saptıklarını, elinizde hiçbir kanıt olmadan nasıl iddia edersiniz? Bu yaptığınız en azından ayıptır. TESEV'e gelince.... Bütün yaygara, 'Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı'nın, "demokrat, liberal, insan haklarına önem veren, Avrupa Birliği yanlısı" bir kuruluş olmasından kaynaklanıyor. Bu çizgiye karşı çıkanlar, "Araştırma yanlıştır, uydurmadır" diyerek, aslında araştırmayı değil, TESEV'i karalamaya çalışıyorlar. Yapılan budur. Yani olayın bilimsel yönü tartışılmıyor; ideolojiksiyasi bir kampanya yürütülüyor.
Tabii samimi bir biçimde araştırmalara kuşkuyla bakanlar da var. Niye? Çünkü özellikle geçmiş seçim dönemlerinde bazı araştırma şirketleri verilerle oynadı. Adayları, partileri olduğundan güçlü göstermeye çalıştılar. Ama sonra ne oldu? Seçimler yapıldı ve o araştırmaların yalanlarla dolu olduğu ortaya çıktı. Ya da bir çalışan gerçeği itiraf etti. Böyle işlere bulaşan araştırma şirketleri de bir daha iş alamadı ya da büyük itibar kaybına uğradı. Ayrıca, mesela Macar siyasetçilerin verilerle oynayarak, kötü durumdaki ekonomiyi iyi göstermeleri ve bunun sonucunda yapılan gösteriler de henüz hafızalarda.
Not: Ben TESEV'in avukatı değilim. TESEV gündemde olduğu için onu örnek verdim. Benim derdim, kafasına yatmadığı ya da siyasi-ideolojik rant sağlama amacıyla araştırmacıları karalayan bilim düşmanlarıyla.
|