|
|
|
|
|
|
Reklam için dümeni başka yöne kırmam
İlk uzun metrajlı filmi dün vizyona giren Murat Şeker iddialı konuşuyor: Sinemada hep inandığım ve istediğim işleri yapacağım. Reklam olsun diye dümeni başka yönlere kırmayacağım.
1992'den beri film ve reklam projelerine asistan olarak katkıda bulunan ve Mimar Sinan Üniversitesi'nde sinema eğitimi alan Murat Şeker'in ilk uzun metrajlı filmi '2 Süper Film Birden' dün vizyona girdi. Şeker'in senaryosunu yazıp, yönetmenliğini yaptığı filmde Tim Seyfi, Beste Bereket, Murat Akkoyunlu, Nejat İşler, Uğur Polat ve Feridun Düzağaç gibi isimler rol alıyor. Filmde dünyanın ilk senaryosuz, deneysel ve psikosomatik filmini çekerek, Avrupa'yı sarsmak isteyen Necati adlı bir yönetmenin hikayesi anlatılıyor. İşte Murat Şeker'in filmle ilgili Sinema dergisine yaptığı yorumlar...
ÇEVREMDEN İZLER VAR
* Günümüzde çevrilen filmler Yeşilçam geleneğinden izler taşımasa da ben '2 Film Birden'de bu geleneğe göndermeler yoluyla da olsa yer verdim. Bence Yeşilçam'ın bitmesi, yapımcılık kaleminin aradan çekilmesi, ortadan kalkmasıyla gerçekleşti. Gönül isterdi ki filmdeki Necati gibi biz de 10-15 yapımcının kapısını çalabilelim.
* Filmde bize ait göndermeler de var. Benim ismim bir kere geçiyor. Benim çektiğim 'Adak' adlı filmi Necati'nin çektiği bir film olarak izliyoruz. 'Mustafa Hakkında Her Şey' ve 'Gemide' gibi filmlere de göndermeler yapıyoruz. Bunların herbiri benim ve çevremin bildiği, sevdiği filmler. Ben 'Gemide' filmini sinemada olsun, evimde olsun sürekli izlemiş, evime gelen insanlara izletmeyi de görev bilmiş biriyim. Kendimden, çevremden kopup gelen bir şeyler anlatmakla yükümlü olduğum bir filmde, aynı dünyada yer alan bu tür malzemeleri de insanlara aktarmam normal.
* Filmdeki Necati karakteri bizim sağda solda görüp de tanımadığımız ve tanımlayamadığımız, hani 'Bu adam nerede yaşıyor, nereden çıkmış, nasıl şimdiye kadar başına bir şey gelmemiş' diyeceğimiz türden bir adam. Biz bu karakterin biraz olduğu gibi, gizli kalmasını istedik. Aslında senaryoda onun geçmişiyle ilgili sahneler vardı ama çektiğimiz tüm bu sahneleri karakteri başka bir seviyeye taşıyacakları için filmden çıkardık. Filmin ihtiyacı olmayan bir dramatik etki barındırmasını istemedik.
DİZİ MİZİ ÇEKMEM
* Necati'yle benim aramda bazı benzerlikler var. Filmde geçen "Ben dizi mizi çekmem" lafı bana ait. Bu hem televizyon dünyasının durumuyla hem de inanmadığın işi yapmamakla ilgili. Televizyona yapılan işler reklam aralarını doldurmak için yapılıyor. Orada ne bizim istediğimiz ne de inandığımız gibi bir projeyi ayaklandırmak mümkün değil. Tutan dizilere baktığınızda toplumun o anki anlık reaksiyonuyla ilgili olduğunu görüyorsunuz. Asmalı Konak'ın tutması bile renkleriyle ilgiliydi. O zamana kadar bir kenarda duran 'color correction' fonksiyonunu biri keşfedince Asmalı Konak diğer dizilerin arasından sıyrılıverdi. Kestirilemeyen izleyici tepkileriyle sırf reklam alsın diye bir iş yapmak bana göre değil.
İZLEYENİ SELAMLADIK
* Getirisi ve götürüsü ne olursa olsun gittiği yere kadar istediğim gibi filmler yapacağım. Reklam olsun diye dümeni başka yöne kırmam. Bu film bir nevi izleyiciyi selamlama, kendimizi tanıtma filmiydi. Hedefimiz, bu filmdeki gibi kimseyle para için uğraşmamak. Gerisi de benzer şekilde gelecek. Gidip 'Hababam Sınıfı' çekecek halim yok.
* Filmde uyguladığım şey filmin son 20-30 dakikasında hikayeyi toparlayıp, son hızda finale erdirmekti. Onu başardık. Film boyunca önce Tim'in sonra Selami'nin ve mafyanın hikayesini anlatıp ardından bunların hepsini son dakikalarda birleştiriyoruz.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|