* Yem fabrikaları kurarken farklı bölgeleri seçmenizin nedeni ucuz işçilik arayışı mı? Hayır, nedeni şu. Yem ucuz bir ürün. Nakliye büyük bir gider. Pazarın olduğu yerde bulunmanız gerekiyor. Ankara Polatlı'daki fabrikada Ankara çevresinden hammadde alıyoruz, Denizli'de öyle; Biga'daki fabrikaya o bölgeden hammadde alıyoruz. Yemin fiyatı 300 bin lira. Alıp Denizli'den Samsun'a gönderdiğinizde yaklaşık 50 bin liralık bir nakliye gideri oluyor. O yem o nakliyeyi kaldırmıyor. Arpa, buğday, mısır en büyük hammadde. Un fabrikalarının kepekleri var ayrıca. Bu yüzden hammaddeye ve pazara yakın olmayı tercih ediyoruz.
*
Talep artışlarına hemen uyum sağlamak mümkün mü beyaz et sektöründe? Bu sektör "Ürün iyi para etti, kapasiteyi artırayım" deyip hemen artırabileceğiniz bir sektör değil. Damızlıkları alıyorsunuz, erkek ve dişi ayrı ayrı 4 ay besliyorsunuz. Sonra yumurtlama kümeslerine alınıyor ve 10 tane dişiye bir tane erkek konuyor. 21 gün sonra civciv çıkıyor. Fason üreticilere veriliyor 45 gün sonra tekrar toplanıyor. Yani kesime kadar 7 ay geçiyor. Günde 80 bin piliç işliyoruz. 4-5 milyon pilicinizin olması gerekiyor ki bunu işleyebilesiniz. Bu da iyi bir kapasite ve yatırım gerektiriyor. Biz İzmir ve çevresindeki çiftçilerle çalışıyoruz, fason olarak ürettiriyoruz. Hangi kümesten piliç alınacaksa 3 gün önce her kümesten numune alınıyor, test yapılıyor.