Türkiye'nin ibranamesi...
Önce kuş gribi geldi... Ardından karikatür krizi... Dünya bunlarla ilgilenirken, Trabzon'da papazın öldürülmesiyle dikkatler Türkiye'nin üzerine odaklandı. Her şey bitti sanılırken, İsviçre maçında çıkan olaylar, üstüne kaymak koydu. Yetmemiş gibi, Antalya ve Marmaris'te patlayan terör bombalarının külü tepelerine yağdı. Çok değil, yüzde 8 civarında oldu denilse de sonuçta geçen yıl turizm dönemi kayıpla kapandı. Son dakika (last munite) satışlar ile durum kurtarılıp, umutlar gelecek yıla ertelendi... Şimdi de Papa'nın talihsiz açıklaması ve Türkiye'den yükselen sert tepkilerle yüz yüze kalındı. Hem de Türkiye turizminin dünya pazarına çıkmasının hemen öncesinde... Altın Portakal ve Avrasya Film festivalleri için geldiğimiz, turizmin merkezi Antalya'da esnafından yatırımcısına bir çok kişiyi yine kaygı kaplamış.
Çekim merkezleri Alt yapı çalışmaları ile kente yeni bir yüz kazandırmış Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ise bu gerilimin kısa sürede dağılacağına inanıyor. Zaten uğraşı da bunların uzağında... Kafası film festivallerinin dünyaya aktarımıyla meşgul. Bir de kent merkezinde, valiliğin de içinde bulunduğu bazı kamu binalarının yıkımını biran önce nasıl bitireceğiyle... Biz "Papa'nın sözleri üzerine Türkiye'den yapılan sert açıklamalar turizmi etkiler mi?" diye soruyoruz. O, "Raylı sistem ile kale içini çekim merkezi haline çeviren projeler bir bitsin, o zaman Antalya'nın bambaşka bir çekim merkezi haline nasıl geleceğini göreceksiniz" yanıtını veriyor. Amcası, eski Enerji Bakanı Sudi Türel, "Diyanet İşleri Başkanı gibi Başbakan da Papa'ya sert yanıt vermiş" diyor... Menderes Türel her zamanki gülen yüzüyle, "Bu yıl Avrasya Film Marketini de kurduk. Batıdaki imalat ile doğudaki market Antalya'da buluştu" deyip ekliyor: "Pazartesi Türk Dünyası Kurultayı toplanıyor. 5 Ekim'de de Piyano Festivali'ni yapacağız. Ama bunlar yetmez. Çünkü Dubai'de bir yılda bu gibi tam 236 etkinlik gerçekleşiyor..." Antalya'da uzun süredir deniz ve kumun satıldığını vurguluyor, bunun çeşitlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Belediye olarak Antalya'nın "kalite çıtasını" yukarı çekmek için uğraştıklarını söyleyip sözünü tamamlıyor: "Çıtanın yükselmesi Antalya'nın katma değerine katkı yapar, herkes kazanır..."
Aklama kağıdı Başkan Türel bu aşamada yakın geçmişte yaşadığı bir anıdan söz ediyor. Antalya'ya tatil için gelen 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i ziyarete gitmiş. Turizmden belediye yatırımlarına kadar bir çok konuyu konuştuktan sonra, Demirel kendisine şöyle uyarmış: "Unutma, Antalya Türkiye Cumhuriyeti'nin ibranamesidir..." Yani bir iş ilişkisinde borç-alacağın kalmadığını kayda alan, aklama veya temiz kağıdı... Türel, belki de bu öğütten dolayı, son dönemde iç ve dış siyasette ve uluslar arası dışında ortaya çıkan gerilimi görmezden gelmeye çalışıyor. Belediye Başkanı Türel'in tavrını, bugün özellikle yönetimde olan herkesin takınması gerekir. Yeni dünya düzeninde gerilimler, çatışmalar lokal merkezde kalmıyor. Aksine, biri diğerini tetikleyen çok merkezli bir düzleme anında yayılıyor, başka bir boyuta yükseliyor. En çok zararı da hükümet edenlere veriyor. Hele ki, Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi erken tartışılan bir konuyu ötelemek için yaratılan gerilime dayalı gündem değişikliği çabasının zararı ise daha büyük oluyor. Anlamak için uzağa gitmeye de gerek yok; 1989 yerel seçiminde Özal'ın karşılaştığı durumu görmek yeterli...
|