|
|
Kadın nabza göre şerbet verir
Ayyy inanmıyoruuuuz! Reina'lardan çıkmayan mankenimiz Aysun Kayacı yeni sevgilisiyle Aya İrini'de Bach konserine gitmiiiiş. Eski günlerinden eser kalmamış gibiymiş, bu nasıl işmiş? Çok güzel iş valla, belli ki kız hedefe kilitlenmiş ne var yani. En azından erkek uğruna Sibel Tüzün gibi vücudunun dört bir yanına dövmeler yaptırıp, (Bu işi bu kadar kalıcı yapmaya ne gerek var ah Sibelim!) Sertab Erener gibi yüz binler satıp onaylanmış müziğini değiştirmedi. Ya da mesleğini bırakıp erkeğinin kölesi olmadı ya! Hem bunda şaşacak ne var canııım? Yoksa siz hâlâ anlamadınız mı? Kadın dediğin nabza göre şerbet verir, şıp diye adamı ele geçirir. Haa sonra üç vakte kadar hevesi de geçebilir o ayrııı. Duygularımıza zincir vurmayız gayrı. Ayrıca nabzı mabzı bir kenara atıp (Hoooop attık) size bir şey diyeyim mi; her ilişkide bu böyle değil midir? (Yürek parça parça oluyor ama maalesef...) Bir ilişkide gece on dedik mi; gözlerimiz kapanır tumba yatak yapıp, horul horul uyumaya başlarız. Diğerinde gece çakkıdı çakkıdı oynamaktan bardan çıkmayız.
AYSUN AT BİLE BİNER Birinde ağzımıza balık koymayız, diğerinde Nevizade'de karşılıklı oturup balık keyfi yapmaya bayılırız. Birinde seyahat etmeyi sever, üç dakikada bavul hazırlarız, diğerinde şuradan şuraya gitmeye nazlanırız. Hani ilişkilerin ritmi genel menel değil, dibine kadar özel işte! Siz hiç eski sevgilinizi dil döke döke götüremediğiniz bir yerde, iki sene sonra başka biriyle şen şakrak eğlenirken bulmadınız mı? Aynı o hesap... Haaa kadın milletine gelince. Biz zaten dünden razıyız, meraklıyız değişikliğe. Düşünsenize; kadınların gezme hevesi olmasa, kaç tane bar, restoran, tatil köyü iş yapardı? Erkeğin ver eline bilgisayarı, televizyon kumandasını, PlayStation'ı, koy iki kap yemeğini; kırk gün çıkmaz evden. Kadınlar tam tersi, hep yeniliktir dertleri. Onun için şaşmamak gerekir Bach konserine gitmiş Aysun Kayacı portresine. Yakında döpiyes giyip, saçlarını ensede toplar, bir de üzerine inci küpe takar. Ne bileyim belki de yeni evlenip sınıf atlamış Gülben Ergen edasıyla at binmeye bile başlar. Başlar, başlar...
ZEVKLER DEĞİŞİR Ne demişler; erkeği elde etme uğruna her yol mübahtır. En yapmayacağın şeyleri yapıp, girmeyeceğin ortamlara girebilirsin. Ve kendini çok sıkı şekilde onu istediğine ikna edersin. İnanırsın. "Zevkler değişir" dersin. "Bak valla; onun için değil, kendi istediğim için..." Üşenmeyen çevresindeki sevgiliye göre tuttuğu takımı değiştiren kadınları saysın diyorum, başka da bir şey demiyorum. "Aslında hep gönlümde o takım yatıyordu" cevabını vermezlerse ben Ayşe değilim. Tabii bu değişimin ne kadar süreceğinden de emin değilim. Aşk biter, değişiklik gider, kadın özüne dönmek ister çünkü. Tabii üstüne üstlük bir de "hayatıma uymuyor" tadında cümlelerle adamı suçlar ya, bu konulara girmeyelim. Neyse, peki bu kötü mü? Hayır. İstedik, yaptık, ilişkimizi yaşadık. Bunu bilmek sizi ya da bizi üzecekse üzsün, içimizi buracaksa bursun. Yaşarken iyi de ayrılınca mı kötü Allah aşkına? Hadi bakın önünüzdeki maçlara.
|