Merkez Bankası, ağustos ayı itibariyle yıllık TÜFE'nin aşağı doğru ineceğini tahmin etti..
Merkez Bankasının, bekleyişlerin orta vadeli hedeflerle henüz uyumlu olmaması ve uluslararası likidite koşullarına ilişkin belirsizliklerin tam olarak ortadan kalkamamasının para politikasında temkinli olma gereğini de beraberinde getirdiğini bildirdi.
"Merkez Bankası'nın sıkı para politikasını devam ettirdiği ve orta vadeli enflasyona ilişkin en ufak bir olumsuz gelişmeye bile duyarlı olduğu bir duruş" olarak tanımladığı temkinli duruşun bir süre daha devam edeceğini açıkladı.
Para Politikası Kurulu'nun 24 Ağustos'ta gerçekleşen ve faiz oranlarını değiştirmediği için eleştiri aldığı toplantıda yapılan değerlendirmelerin özeti açıklandı. Haziran ayı içinde alınan tedbirlerin talep enflasyonu üzerindeki etkisinin, büyük oranda yıl sonuna doğru hissedilmeye başlanacağı ve 2007 yılının ilk yarısında belirginleşeceği vurgulanan değerlendirmede, para politikası kararlarının enflasyonu etkilemesinin belirli bir süre alması, Merkez Bankası'nın orta vadeli bir bakış açısıyla hareket etmesini gerektirdiği ifade edildi.
Ağustos
ayında orta vadeli enflasyon bekleyişlerindeki bozulmanın durduğu, hatta sınırlı oranda iyileşme gözlendiği kaydedilen değerlendirmede, "Para Politikası Kurulu, önümüzdeki dönemde de bekleyişlerdeki gelişmeleri dikkatle takip etmeye devam edecek ve ekonomik birimlerin orta vadeli enflasyon tahminleri hedefe yakınsayana kadar temkinli duruşu elden bırakmayacaktır. Mali disiplin ve yapısal reformlardaki sürekliliğin, bekleyişlerin denetim altında tutulması açısından en az para politikası kadar önem taşıdığı unutulmamalıdır."
GELİRLER POLİTİKASI
Kurul'un yüzde 4 olan 2007 yılı enflasyon hedefine ulaşılabilmesi açısından, gelirler politikasının program hedefleri ile uyumlu olarak yürütülmesinin de büyük önem taşıdığını düşündüğü vurgulanan değerlendirmede, "Bunun yanında, bütçe harcama sınırlarına uyularak program dışı kamu fiyat ve vergi ayarlamalarına ihtiyaç bırakılmaması, orta vadeli hedeflere ulaşılabilmesi açısından kritik önem taşımaktadır" denildi.
İthal maliyet unsurlarının gelecek dönemde enflasyondaki düşüş sürecine yapacağı katkı konusundaki belirsizlikler devam ettiği belirtilen papa Politikası Kurulu değerlendirme özetinde şu görüşlere yer verildi:
"Kurul orta vadeli enflasyon görünümünde bir önceki aya kıyasla kısmi bir iyileşme olduğu saptamasını yapmıştır. Ancak, petrol ve diğer emtia fiyatlarından kaynaklanan risklerin sürmesi, bekleyişlerin orta vadeli hedeflerle henüz uyumlu olmaması ve uluslararası likidite koşullarına ilişkin belirsizliklerin tam olarak ortadan kalkmamış olması para politikasında temkinli olma gereğini de beraberinde getirmektedir." EK PARASAL SIKILAŞTIRMA
Enflasyon Raporunda 2007 hedefine ulaşılabilmesi için yılın ikinci yarısında ölçülü bir parasal sıkılaştırma gerekebileceğinin ifade edildiği hatırlatılan değerlendirmede, "Kurul üyeleri, söz konusu ek sıkılaştırmanın tamamlandığı yönünde bir sinyal verilmesi için henüz erken olduğu değerlendirmesini yapmıştır. Bu doğrultuda, orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz yönde etkileyecek gelişmelerin ortaya çıkması halinde, Merkez Bankası'nın daha önceki duyurularında ve raporlarında ifade ettiği ek parasal sıkılaştırmaya gitmekten kaçınmaması gerektiği konusunda görüş birliğine varılmıştır" denildi.
Para Politikası Kurulu'nun, 2007 yılı sonunda hedefe yakınsanabilmesi için temkinli duruşun bir süre daha devam etmesinin gerektiği değerlendirmesini yaptığı belirtildi. "Temkinli" duruşla kastedilen ise "Merkez Bankası'nın sıkı para politikasını devam ettirdiği ve orta vadeli enflasyona ilişkin en ufak bir olumsuz gelişmeye dahi duyarlı olduğu bir duruş" olduğu belirtildi.
YTL LİKİDİTE AZALDI
25 Haziran kararları sonrasında piyasadaki fazla YTL likiditesinin oldukça azaldığı dolayısıyla likidite koşullarının sıkılaştığı kaydedilen değerlendirmede, gecelik piyasada Merkez Bankası'nca çekilen fazla likiditenin bugünlerde bulunduğu düzeyin, gerektiğinde iki kurul toplantısı arasında para politikasının daha esnek ve etkin yürütülmesine olanak tanıdığı bildirildi. Değerlendirmede, bir sonraki Para Politikası Kurulu toplantısına kadar kısa vadeli faiz oranlarının 17.50-21.50 aralığında ve Merkez Bankası'nın borçlanma faizi olan 17.50'ye yakın gerçekleşmesinin öngörüldüğü anlatıldı. Ancak, piyasalarda olağanüstü dalgalanmalar gözlenmesi halinde kısa vadeli faizlerin yine 17.50-21.50 aralığında olmak üzere 17.50'den daha yüksek düzeylerde oluşmasına izin verilebileceği ifade edildi.
YAPISAL REFORMLAR VE AB
Merkez Bankası, rekabet ve yatırım ortamını geliştirecek, dolayısıyla uzun vadede verimlilik artışlarını destekleyecek reformların sürekliliğinin önemini koruduğunu da bildirdi. Avrupa Birliği'ne uyum ve yakınsama sürecinin devam etmesi ve ekonomik programa ilişkin yapısal düzenlemelerin planlandığı gibi kesintiye uğramaksızın hayata geçirilmesinin büyük önem taşıdığı uyarısını yapan Merkez Bankası, son yıllarda söz konusu alanlarda atılan kararlı adımların gelecek dönemde de aynı kararlılıkla sürdürülmesinin, uluslararası konjonktürdeki değişimlerin en az dalgalanmayla atlatılmasına katkıda bulunacağı vurgulandı. YILLIK ENFLASYON DÜŞECEK
Yakın dönemde YTL'nin tekrar güçlenme eğilimi göstermesiyle, ağustos ayında dayanıklı tüketim mallarındaki fiyat artış hızının büyük ölçüde yavaşladığı, bunun yanında, akaryakıt ve altın gibi döviz kurundan doğrudan etkilenen kalemlerin tüketici fiyat endeksini aşağı çekmesinin beklendiği bildirildi.
Değerlendirmede, "Bu gelişmeler sonucunda ve geçtiğimiz yılın aynı döneminde gerçekleşen tütün ürünleri fiyat artışının yıllık enflasyon üzerindeki etkisinin ortadan kalkmasının da katkısıyla, Ağustos ayında yıllık enflasyonda düşüş gözlenebilecektir" denildi.