Şair eleştirmen: Doğan Hızlan
İlk ürünlerini yayınlamaya başlayan şair-yazar adaylarının 'idol' eleştirmenleri vardır. Onlar tarafından yazdıklarının okunmasını ister, hatta üzerine birkaç söz söylemesini, daha iyisi üç-beş satırla da olsa geleceklerine ilişkin yön bildirmelerini beklerler. Bizden önceki kuşak için Ataç, böyle bir eleştirmendi. Örneğin, zarını Turgut Uyar için attığı gibi, adını andığı şair ya da yazarlar, edebiyat ortamının kabul görmüş kişileri sayılırdı. Sevgili Doğan Hızlan da bizim ve bizden sonraki kuşağın 'idol' eleştirmenidir. Benim için ise ayrı ve özel bir anlamı var eleştirmenliğinin... Çünkü, ilk 'ciddi' ürünlerimi yayınlamaya başladığım günlerden beri hem 'edebiyat sevgisi'ne mazhar oldum hem de hoşgörüsü ile bezeli arkadaşlığına. Nasıl unutulur, o Abdülbaki Gölpınarlı, İsmet Sungurbey'li, Konur Ertop'lu günler, kültür-sanat odaklı geziler...
TÜYAP'IN ONUR YAZARI Bilinen bir olgudur, ülkemizde hayatının mayasını edebiyatın çilesiyle yoğurmak isteyenler, öncelikle 'şiir' ile başlamışlardır bu uzun ve zorlu yürüyüşe... Hep merak ederim, Hızlan da edebiyatın bu uzun ve zorlu yolculuğuna çıkarken, ilkgençliğinde olsun şiirler yazmış mıdır? Yoksa, eleştirmen kişiliğiyle şiire bu kadar yakın durması, hayatın özünü şiirin kantarına vurarak insanı anlamaya çalışması başka türlü nasıl açıklanabilir? Edebiyat sevgisi ve dünyaya hoşgörünün penc e r e s i n d e n bakması bu soruların anahtarı olabilir mi? Hızlan, bu anlamda gerçekten bir edebiyat sevdalısı ve kültür adamıdır. 80'li yıllarda Cumhuriyet g a z e t e s i n d e birlikte çalışmıştık. O yıllarda kuşağımın 'toplumcu' bir şairinin yeni çıkan kitabını eleştirirken şöyle bir ölçüt ile başlamıştı yazısına: "Edebiyat ortamının değişmez kuralları, vazgeçilmez ilkeleri var olduğunu sananlar, tekdüze, donuk bir edebiyatın varlığından tedirgin olmayan kişilerdir." Ardını da hatırlayabildiğim kadarıyla şöyle getirmişti: "Evet, ben bu tür şiirleri beğenmiyor olabilirim, ama böyle de şiir yazılabilir, bunun için tek ölçüt şairin yapmak istediği türün üstesinden gelip gelmediğidir." Kendi değişi ile "Kitaba dair her hareketi iyimserlikle yüreklendiren," Hızlan, bu yıl 28 Ekim-5 Kasım arasında düzenlenecek 25. TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı'nın 'Onur Yazarı' seçilmiş bulunuyor. TÜYAP Danışma Kurulu, kimi yıllar aramızdan ayrılan Rıfat Ilgaz misali şair ve yazarlara vermişti 'Onur' yazarlığını. Bu yıl ise yaşayan bir yazarımıza, üstelik hak eden bir yazarımıza veriyor. Doğan Hızlan'ı şimdiden hak ettiği bu ödül için kutluyor ve yazıları kadar uzun ömürler diliyorum.
AYASOFYA'NIN BELGESELİ MTV Cultural Documentaires, Suha Arın belgesellerini yayınlamayı sürdürüyor. Şimdi de İnsanlığın Kutsal Anıtı Ayasofya belgeselini yeniden gün ışığına çıkardı. Arın da Ayasofya misali Türk belgeselciliğinin bir anıtı. Arın, Türkiye'nin Kültür Hazineleri dizisinin ikinci bölümü olan 28 dakika süreli Ayasofya belgeselinde, dünya mimarlık tarihinin en büyük anıtlarından biri olan Ayasofya'nın, dördürcü yüzyıldan günümüze uzanan tarihini, kültürel ve siyasal geçmişini, görkemli mimari yapısı ile iç içe anlatmakta. Son günlerde yine tartışma odağı olan Ayasofya'yı yeniden tanımak için bir önemli kaynak.
|