Ayasofya, masal kitaplarına sığmaz
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, kenti çocuklara tanıtmak için hazırladığı kitapçıklarda Ayasofya'yı yok saymış. SABAH Haber Merkezi'nden Necla Görgeç'in haberine göre İstanbul'un tarihi ve turistik yerlerini çocuklara anlatmak için hazırlanan Masal Masal İstanbul, 23 Masal 23 Eser içinde "Efsanesi yok," gerekçesiyle Ayasofya yer almamakta. Ayasofya'yı dağarcığı yüz kelimeyi geçmeyen masallara da o masalları anlayamayacak kafalara da sığdırmak elbette mümkün değil. Tarih, inkâra gelmez çünkü. Ayasofya söylencelerinden şu ikisi, bu 'gerekçe'nin panzehri olabilir mi? Adı Bizans ile özdeşleşmiş İmparator Justinyanus, bir gece yatağında garip düşler görmektedir. Sakalı beline dayanmış bir ihtiyar, bugün Ayasofya'nın bulunduğu alanda dolaşmaktadır. Cazibesine kapılan İmparator, ağır adımlarla yaklaşır ihtiyara... İhtiyarın elinde büyük bir anıtın resmi bulunan, gümüş bir levha vardır. İmparator, "Böyle bir resim elime geçse, bütün gücümü kullanarak bu yapıyı yaptırırım," diye düşünür. Tam bu sırada, ihtiyar sanki İmparator'un düşüncelerini sezmiş gibi, levhayı uzatır ve şöyle der: "Al bu resmi Justinyanus, dilediğin gibi tanrı evini yaptır." Justinyanus şaşırmıştır, ama şu soruyu da sormadan edemez: "Peki, ona ne ad vereyim?" İhtiyar, "Ayasofya adını koyarsın," der demez de ortadan kayboluverir. Kan ter içinde uyanan İmparator, ünlü mimarını çağırtır ve düşünü anlatır. Oysa aynı düşü mimar da görmüş, ihtiyarın elindeki resmi hemen bir ak kâğıda nakşetmiştir. O andan itibaren de Ayasofya'nın yapımına başlanacaktır. İstanbul Risaleleri adlı beş ciltlik eserde Prof. A. Süheyl Ünver de Ayasofya'nın kubbesiyle ilgili bir söylenceyi şöyle aktarır: Ayasofya'nın kubbesi durmadan yıkılmaktadır. Derviş kılığına giren Hızır, bir gün rahiplere "Peygamberin tükürüğü olmadıkça bu kubbe tutmaz; onu zemzem suyu ile karıştırıp kubbenin hamuruna katarsanız, kubbe bir daha yıkılmaz," der. Rahipler Mekke'ye gider. Amcası Ebu Talip aracılığıyla Hazreti Peygamber ile görüşüp dileklerini bildirirler. Bir hokka içine aldıkları tükürük ile 70 deveye Mekke toprağı, 70 deveye de zemzem suyu yükleyip İstanbul'a dönerler ve Terleyen Direk dibinde yaptıkları bu harç ile kubbeyi tuttururlar. Fatih, İstanbul'u alınca bu kubbeye, içine 50 okka buğday alacak altın bir top kandil astıracak; Hızır da Terleyen Direk'te bulunan bir deliğe parmağını sokarak yönünü kıbleye çevirmesiyle Ayasofya'yı camiye dönüştürecektir.
İSTANBUL ÜÇ EFSANEDİR Tarih inkâra gelmez, ama edebiyat hiç gelmez. İstanbul'u çocuklara anlatmak "Sakın onu bir dev yavrusunun denize düşürdüğü biberonu zannetmeyin, o Kız Kulesi'dir ve tabii ki başlıbaşına bir efsanedir," üslubuyla anlatmak, Başbakan danışmanına mı kaldı? Çocuklar, bu anlatım ile mi sevecek İstanbul'u? Belediye, bence böylesi 'kültür' işlerinden elini çekmeli. Harcanmayan emeğe değil, yapılan masrafa yazık çünkü...
|