|
|
Kurumsallaşmak üzerine
Eli çantalı adamlar şirketlerin kapısını çalıp öneriyorlar: "Sizi de kurumsallaştıralım." Başarılı bir uluslararası şirketin organizasyon şemasını gösterip, "Bunu size uygulayalım, siz de başarın" diyorlar. Ne mevcut yapıyı, ne de kurum kültürünü hesaba katmıyorlar. Bu önerileri dikkate alan şirketler de daha büyük kaos yaşıyor. Sonuçta, şirket yöneticileri de "kurumsallaşma" düşüncesini toptan reddediyorlar. Kurumsallaşmaya güvensizlik de bu taklitçi, birkaç cümle ezberlemiş palyaçolardan geçiyor . Cahilden çekmedim, yarı cahilden çektiğim kadar diyorum hep. Kurumsallaşma başkalarının örgüt şemalarını başkalarına dayatmak değildir. Basit tanımla "yönetimleri kişilere bağımlılıktan kurtarmak"tır. Bir gelecek tasarımına göre, bugünü planlamak, "karar vericiler kim, nerede?"ye yanıt bulmak demektir. İletişim danışmanları da bu işe bakmazlar, hedef gruplarla sağlıklı iletişimin yollarını önerirler. Kurumsallaşamayan şirketler "esas adamı" kaybedince krize girerler, güçten düşerler. En büyük holdingler bu sancıları yaşıyor . Kurumsallaşan şirket kendisini ne belirli bir yöneticinin ne de belirli bir çalışanın kaderine endekslemez. Yönetsel değişimler yapıyı etkilemez. Kendi bedenine uygun elbise diktirir, başka şirketten transfer etmez.
|